Geçtiğimiz günlerde Rosabeth Moss Kanter’in konuk olduğu bir podcast’i dinleme fırsatı buldum. Kurumların ruhuna ayna tutan konuşmasını sizlerle paylaşmak istedim.
Kurumların içinde gerçek ve kalıcı bir değişim yaratmak için ne gerekir?
Geçtiğimiz günlerde Rosabeth Moss Kanter’in konuk olduğu bir podcast’i dinleme fırsatı buldum. Dinlerken fark ettim ki, değişim üzerine söylenmiş birçok teorinin ötesinde, Kanter’ın sözleri doğrudan insana dokunuyor. Çünkü anlattıkları liderlere yönelik olmasının yanında, kurumların ruhuna da ayna tutuyor.
Harvard Business School profesörü, öncü yazar ve liderlik ile strateji alanında dünyanın en etkili düşünürlerinden biri olan Rosabeth Moss Kanter, Jessica Neal’ın podcast konuğu oldu.
Onu dinlerken şunu hissettim: değişim yönetimi, sadece süreçlerin değil, insanların hikâyesidir. Kanter bu hikâyeyi öyle sade ama güçlü biçimde anlatıyor ki, her cümlesi kurum kültürünün en derin katmanlarına temas ediyor.
Değişimi Başlatan Cesaret
Rosabeth Moss Kanter yıllar boyunca kurumların nasıl dönüştüğünü, hangi davranışların yeniliği doğurduğunu inceledi.
Ona göre değişim, planlarla değil, cesaretle başlar. Çünkü “cesur liderlik” dediği şey, yalnızca kriz zamanlarında değil, konfor alanında da sorular sormayı gerektirir.
Kanter’ın yaklaşımı, liderliği bir hiyerarşi değil, bir sorumluluk alanı olarak tanımlar. Ortaya çıkmak, ses çıkarmak, dikkat etmek, ekip olmak, pes etmemek ve başkalarını yükseltmek — onun altı temel ilkesi yalnızca yöneticiler için değil, bir kurumun bütün paydaşları için geçerlidir.
Bu altı ilke, kulağa basit gelse de uygulandığında tüm kurum kültürünü yeniden inşa eder. Çünkü asıl dönüşüm, sistemlerin değil insanların cesaretinde başlar.
Başarının Laneti, Göz Alıcı Bir Körlük mü?
Kanter’ın en etkileyici kavramlarından biri “başarının laneti.”
Şirketlerin çoğu, bir konuda o kadar başarılı hale gelir ki bu başarı farkındalıklarını köreltir.
Blockbuster, Netflix’in yükselişini gördü ama “kiralamanın geleceği” inancını bırakmadı.
Nokia ve Blackberry, klavyesiz telefona güldü.
Kodak, dijital kamerayı ilk icat eden markaydı ama film rulolarından vazgeçemedi.
Hepsinin ortak noktası aynıydı: başarı, değişim ihtiyacını gölgede bıraktı. Kanter bu durumu “kurumsal körlük” olarak tanımlar. Başarıyla gelen güven duygusu, risk almayı, denemeyi, merakı ve hata yapma cesaretini yavaşça yok eder.
HP ve Apple Örneği: Kaçırılan Bir Dönüm Noktası
Podcast’te Jessica Neal, Hewlett-Packard’ın (HP) hikayesini hatırlatıyor.
Yıllar önce Steve Jobs, yeni nesil Apple bilgisayarlar için çip üretiminde HP ile iş birliği yapmak istemişti.
Toplantılar yapıldı, fikirler beğenildi, notlar alındı, “ekibe ileteceğiz” denildi.
Sonra sessizlik.
Anlaşma yapılmadı.
Kanter bu örneği anlatırken şu yorumu yaptı: “Çünkü çoğu şirket güvenli oynamayı seçer.”
Üst yönetim risk almak istemez, bu yüzden oyunu oynar ama sonucu değiştirmez. Yenilik masada kalır, riskten kaçınma kararı kazanan olur.
Bu refleks, kurumları durgunlaştıran en güçlü etkidir.
Risk Almadan Gelecek Kurulmaz
Kanter’a göre, büyük kurumlar genellikle kısa vadeli güvenli kararlara sığınır.
Kârı korumak, hissedarı memnun etmek, bir sonraki çeyreği kurtarmak… Ancak tüm bunlar uzun vadeli başarıyı gölgeler.
“Gerçek liderlik, geçmişi korumakla değil, geleceği göze almakla ölçülür” diyor Kanter.
Bu söz özellikle finans ve teknoloji dünyasında derin yankı buluyor.
Fintek ekosisteminde değişim, artık yalnızca bir trend değil; bir gereklilik.
Bankalar, telekomlar, platformlar — hepsi risk yönetimini yeniden tanımlıyor.
Kanter’ın bahsettiği “başarının laneti”, bugün dijital dönüşümle yüzleşen her kurumun önünde duruyor.
Cesur Liderliğin Sessiz Gücü
Kanter, cesur liderliği yüksek sesle konuşmakla değil, zor anlarda susmayarak tanımlar.
Kimi zaman “bunu hep böyle yapıyoruz” diyen kalabalıklara karşı “artık farklı yapabiliriz” diyebilmektir o cesaret.
Gerçek lider, hatayı değil öğrenmeyi ödüllendirir.
Bu noktada Kanter’ın altı ilkesine dönmek gerekiyor.
Ortaya çıkmak, ses çıkarmak, dikkat etmek, ekip olmak, pes etmemek ve başkalarını yükseltmek…
Bir kurumun değişimi, işte bu davranışların sürekliliğinde olgunlaşır.
Değişim, Cesaretle Başlar
Rosabeth Moss Kanter’in fikirleri, bugünün kurumlarına yalnızca teori değil, yön gösterici bir pratik sunuyor.
“Başarının laneti”, geçmiş başarıların geleceği gölgelemesine izin vermemek gerektiğini hatırlatıyor.
Kurumlar ancak riskten kaçmak yerine yeniliğe cesaret ettiğinde büyümeye devam eder.
Ve belki de Kanter’ın şu cümlesi, liderlik derslerinden çok daha fazlasını anlatıyor:
“Cesur liderlik, geleceği tahmin etmekle ilgili değildir. Geleceği inşa etmeye gönüllü olmaktır.”