Yıllarını futbola adamış deneyimli gazeteci Behram Kılıç, futbolseverleri “Araftaki Kramponlar” kitabı ile bizleri müthiş bir futbol yolculuğuna davet ediyor.
Caretta yayınlarından Tortuga markasıyla raflarda yerini alan 207 sayfadan oluşan kitap, 80’li ve 90’lı yılları hatırlatan ve ışık tutan bir kaynak niteliğinde.
Dönemin efsane olmuş futbolcularının ağzından anlatılan sıra dışı hikayeler nostaljik bir yolculuğa çıkarıp – anılarımızı canlandırıyor…
Beşiktaş’ın “Kibar Feyzo”su Feyyaz Uçar, şöhretine esir olmuş kral Tanju Çolak, zarif beyefendiler Oğuz Çetin ve Aykut Kocaman… ve daha niceleri bu kitabın kahramanları.
Behram Kılıç, kitaba kaynaklık eden futbolcular için “Onlar başka oyunculardı. Giydikleri formayla özdeşleşen, o formayı yıllarca sırtından çıkartmayan, camiaların sembol isimleriydiler. Onlar; Araf’takş Kramponlar’dı.” tanımını yapıyor. Günümüzle karşılaştırınca pek de haksız sayılmaz öyle değil mi?
Futbolcu fiyatlarının tavan yapmadığı, menajerlik sisteminin olmadığı, bonservisleri kulüplerin belirlediği, otobüslerle deplasman maçına gidilen, rakibe saygıda kusur edilmeyen, hakemlerle didişilmeyen, koltukların sökülmediği, stadların ateşe verilmediği çok değerli zamanlar bunlar.
Onlar için her şeyin para olmadığı, sözün değerli olduğu, centilmenliği sporun müsabakanın önünde yer bulduğu bu futbol kahramanlarının hayatlarına ait satırlar Türk futbolunun nereden nereye geldiğinin hazin değişimini de gözler önüne seriyor…
Kitapta; Oğuz Çetin, Metin Tekin, Ünal Kahraman, Uğur Tütüneker, Hayrettin Demirbaş, Mami Mandıralı, Feyyaz Uçar, Mehmet Özdilek, Hamza Hamzaoğlu, Akut Kocaman, Bülent Uygun ve Hasan Vezir’in kendi ağızlarından sıra dışı hayatlarını okuyunca bu nostaljik yol culuktan büyük keyif alacaksınız.
Aykut Kocaman’la ilgili bölümden bir alıntı yapmadan olmaz;
Brezilyalı Parreira yönetimindeki Fenerbahçe’nin mutlaka kazanması gereken maçta Trabzonspor devreyi 1-0 önce kapatacak ancak ikinci yarıda roller değişecek ve sarı lacivertli takım, Oğuz ve Aykut’un golleriyle sahadan 2-1 galip ayrılarak şampiyonluğu neredeyse ilan edecektir.
O dönem Oğuz ve Aykut’a “Sakaryalılar Çetesi” denmeye başlanmıştır. İkilinin maçtan önce kulüpten gönderilecekleri kesindir. Bunu bile bile Trabzon’a gelirler. Bu galibiyet dönemin Fenerbahçe Başkanı Ali Şen için bir tokattır ancak kararından dönmez. Şampiyonluk kutlamalarının ardından ikili kulüpten uzaklaştırılır.
Bu maçı tarihi kılan ise şampiyonluk ile birlikte Aykut Kocaman’ın açıklamalarıdır.
“Kurtlar kuzuyu sevmez ve kurdun kuzuyu yemesi için bir sebep gerekmez. Mutlaka bir sebep bulur. Niyeti yemekse mutlaka bulur.”
“Türkiye’de başarının ölçüsü birinci olmak. Bu yanlış. Şu anda yenildikleri için Trabzonsporlu futbolcular aşağılanacak. Ama biliyoruz ki onların yerinde biz de olabilirdik. Kazandığımız için sevinçliyim. Ama onlar adına üzülüyorum.”
O gün çok büyük saygı kazanır Aykut Kocaman. O saygı yıllar yılı çığ gibi büyür. İnsanlar o sözleri söylediği için ona hürmet eder. Kazanırken, kaybedeni düşünen var mı bugün etrafımızda?
En güzel yıllarını meşin yuvarlağın peşinde geçirmiş bu özel insanların anıları aynı zamanda yakın döneme ait futbol tarihini de gözler önüne seriyor ve okunmayı hak ediyor.