Daha önce okuma fırsatı bulamadığım bir yazar olan Selim İleri’nin, belki çok şey kaçırıyorumdur umudu ile okuduğum Gramofon Hala Çalıyor isimli “portreler galerisini” nihayet bitirebildim.
Kitabı bitirmem oldukça uzun sürdü. Okuduğumu yarım bırakmak gibi bir alışkanlığım olmadığı için kıvrana kıvrana tozlu bir nostaljiyi içime çektim. Yazara da saygısızlık etmek istemem, belki bana uygun olmayan bir kitap seçmişimdir. Belgin Doruk sendromuna yakalanmış olabilirim. Nayır nolamaz…
Kitabın arkasında; “Çağdaş Türk romanında eserleri şimdiden “klasik” kabul edilen Selim İleri, Gramofon Hala Çalıyor’da yakın geçmişin İstanbul yaşamasını o çok sevilen şiirli üslubuyla kaleme getiriyor.” deniyor.
Kitap 5.Baskısını yapmış ama ben sadece kitabın sonunu sevdim.
Yankı
Geriye kalanı yazdım.
Belki de hepsi, ölmüş insanların defterlerimizden bir türlü silemediğimiz, artık çevrilmeyecek telefon numaralarıdır.