Bu aralar “hangi kitabı okusam” diyorsanız, size önerilerim var.
Yazım özellikle bilim kurgu ve korku türü kitap okumayı sevenleri memnun edecek.
Malum günler uzadı, kitap okumak için daha fazla vaktimiz var. Hem kitap okumayı seven hem de tatile giden ve gidecek olanlar için, işte son zamanda okumaktan keyif aldığım romanlar.
Hugh Hower & Silo
Post-apokaliptik türünün en iyi örneklerinden olan Silo, kıyamet sonrası bir dünyada geçiyor.
Zehirli gazlar yüzünden yaşanamaz hale gelen dünyada, hayatta kalmayı başaran bir grup insan yüzlerce kat derinliğindeki bir silonun içinde yaşıyor. Dışarıdan bahsetmenin yasak olduğu, bunu merak edenlerin cezalandırıldığı sorgusuz – sualsiz bir hayat ama öte yandan sürprizlerle dolu…
Hem sağlam karakterlerlerle bezeli, hem de akıcı anlatımıyla bir solukta okunan bir roman Silo. Ridley Scott kitabın film haklarını almış, filmini izlemeden önce okumak keyifli gelecektir.
Daniel H. Wilson & Robokıyamet
Yapay zeka ve nesnelerin internetinden bolca bahsettiğimiz şu günlerde bilimsel olarak akla yatkın bir kıyamet senaryosu çizen Robokıyamet, günce tarzından yazılmış sürükleyici bir roman.
Teknolojinin hayatımızda her geçen gün daha fazla önem kazanması ve geleceğimizi şekillendirmesi kaygıları da beraberinde getiriyor. Daniel H. Wilson, robotların yaratıcılarına artık ihtiyaç duymadığını anladığı zaman olabilecekleri, farklı karakterlerin gözünden anlatıyor ve etkileyici olmayı başarıyor. Gerilim dolu bu gelecek kurgusunu özellikle teknolojiye meraklı herkesin okumasını öneririm.
Paula Hawkins & Trendeki Kız
Beklentilerinizi yüksek tutmadan okuyabileceğiniz, gizemli ve gerilimli bir kitap arıyorsanız “Trendeki kız”a bir şans vermenizde fayda var. Sağlam bir reklam bütçesi ile tanıtımı yapıldığı için bu kitap çok konuşuldu, konuşulduğu kadar da fazlaca olumsuz yorum aldı. Tüm bunları bir kenara bırakırsak, ilk bir kaç bölümün verdiği sıkıntıdan sonra keyifle okunan bir roman.
Kitabın ana karakteri Rachel. Her gün bindiği trenin penceresinden sokaktaki evleri izleyen Rachel’ın özellikle takip ettiği bir ev var. Kendi hayalinde bu evde yaşayanlara Jason ve Jess adını veriyor ve bu çiftin hayatlarını her gün izliyor. Bu durumu o kadar benimsiyor ki, onları her görüşünde eski sevgilisi Tom’u ve ilişkilerini hatırlıyor.
John Scalzi & Kırmızı Üniformalılar
Yaşlı Adamın Savaşı’yla tanıdığımız Amerikalı bilim kurgu yazalı John Scalzi’nin, benzer bir tat veren romanı Kırmızı Üniformalılar diğer bir önerim. Belki konusu “Yaşlı Adamın Savaşı” gibi bilime dayanmıyor ama keyifle okunuyor.
Evrensel Birlik’in bayrak gemisi Gözüpek’e yeni atanan Asteğmen Andrew Dahl ve ekibi, aldıkları her dış görevde uzaylılarla ölümcül bir mücadeleye girer. Bu mücadeleler esnasında her defasında kıdemli subaylar hayatta kalırken, düşük rütbeli tayfalar ölür. Yaralanmalarına rağmen hızla iyileşen kıdemli subaylar, bu durumu araştırmaya başlar ve gerçeklerin farkına vararak zaman ve uzayda son derece tehlikeli bir yolculuğa çıkarlar.
Stephen King & Diriliş
Diriliş, yazarın kaleme aldığı korku – gerilim türünün son örneklerinden biri. Yaz tatilim sırasında okudum. Çabuk okunan bir roman, ancak bildik Stephen King tarzında değil. O açıdan soluk soluğa okunan bir yapısı yok. Başlarda hep bir gizem ve gerilim bekliyorsunuz, baktınız olmuyor akışına bırakıyorsunuz. Bu haliyle diriliş keyifli bir yaz tatili kitabı, başlarda sakin ve durağan ancak sonlara doğru gerilim yüklü.
Kitap, Jamie Morton’ın elli yıllık yaşam öyküsünün bir özeti. Onun gözünden yaşadığı dönemi, ailesini ve henüz 6 yaşındayken tanıştığı Peder Jacobs’ı ve gizemlerini okuyoruz. Jamie’nin kolay bir hayatı olmuyor ancak her yere düşüşünde bir el onu kaldırıyor.
Stephen King & Gece Yarısını Dört Geçe
Nisan ayında dördüncü baskısını yapan “Gece Yarısını Dört Geçe” tam bir Stephen King klasiği. Dört uzun korku hikayesinin birlikte sunulduğu kitap, her biri gerilim dolu farklı hikayeye yer veriyor.
Umacılar: Bir jetin içindeki bazı yolcuların zaman yırtılması içinde kayboluşlarının hikayesi.
Gizli Pencere Gizli Bahçe: Bir yazarın ve onu kendi eserini çalmakla suçlayan psikopatın haklılıklarını kanıtlamak için gösterdikleri çabanın hikayesi.
Kütüphane Polisi: Aldığı kitapları geri vermeyi unutan orta yaşlı bir işadamı ile hayatı emen şeytani bir varlık olan kütüphaneci arasındaki mücadelenin hikayesi.
Güneş Köpeği: 15 yaşındaki bir çocuğun doğum gününde hediye edilen bir fotoğraf makinesiyle çektiği her karede görünen korkunç ve kötü bir köpekle yaşadığı ürkütücü mücadele anlatılıyor.
Gece yarısını dört geçe toplam 712 sayfadan oluşuyor ama sular seller gibi akıyor.
Andy Weier & Marslı
Marslı’dan daha önce de bahsetmiştim. 2015 yılı kitaplarına yer verince onu da anmadan duramadım.
Marslı aslında tam olarak bir hayatta kalma macerası…
Mark Watney, Ares 3 programıyla Mars’a yolculuk yapan mürettebat içinde düşük rütbeli bir botanist ve mühendistir. Ancak Mars yüzeyinde çalışmalar sürerken çıkan bir fırtına Mark’ı yaralar, kalan mürettebat görevi iptal ederek Dünya’ya dönerken, yaralı kurtulan Mark ölmez ve gezegen yüzeyinde tek başına kalır. İşte tam bu noktadan sonra Mark için bu kızıl ve tozlu gezegende tam bir yaşam mücadelesi başlar.
Kitap aynı zamanda Ridley Scott’un yönettiği, başrolünde Matt Damon’un oynadığı, Jessica Chastain, Chiwetel Ejiofor, Jeff Daniels, Kate Mara, Sean Bean, Michael Pena, ve Sebastian Stan gibi isimlerin eşlik ettiği bir sinema filmine uyarlandı. Bu yıl içerisinde keyifle izleyeceğimiz bir film geliyor 🙂 O yüzden Marslı okuma listenizde mutlaka olmalı.
Benim 2015 yılı içerisinde okuduğum bu türdeki romanlar bunlar. Yakın zamanda yayınlanmış kitaplara dair önerileriniz varsa yorum olarak bırakırsanız sevinirim.
Şimdiden hepimize keyifli okumalar…