Tarfin, İslami finans ilke ve esaslarına uygunluğunu ifade eden icazet belgesini alarak Türkiye’nin yanı sıra dünyanın diğer Müslüman çiftçileri için de önemli finansal teknoloji alternatiflerinden biri haline geldi.
2021 yılının en çok yatırım alan girişimleri arasında yer alan Tarfin, 2022’ye hedef kitlesini büyük oranda genişletme planıyla girdi. Şirket, bu amaçla İSFA İslami Finans Danışma Komitesi’ne yaptığı başvurunun ardından çiftçilere vadeli sattığı ürünlerde kullandığı ‘Murabaha’ finansman modeli için İslami ilkelere uygunluk belgesi aldı. Böylece Tarfin, bu zamana kadar ihtiyacı olduğu halde finansal teknolojilerini kullanamayan binlerce çiftçinin radarına girmeyi başardı.
GENİŞ KİTLELERE ULAŞACAK
Tarfin CEO’su Mehmet Memecan, finansal teknolojinin olanaklarından İslami açıdan hassasiyetleri olduğu için ulaşamadıkları geniş bir çiftçi kitlesine hizmet sunabilecekleri için çok mutlu olduklarını açıkladı. Çiftçilere gübre, tohum ve yem gibi tarım girdilerine avantajlı fiyat ve hasatta ödeme fırsatlarıyla ulaşmasını sağladıklarını hatırlatan Memecan, Tarfin açısından İslami finans ilke ve esaslarına uygunluk belgesinin önemi hakkında şöyle konuştu: “İslami ilkelere uygunluk onayı için fintek şirketleri bağımsız uzmanlardan oluşan danışma komitelerinden sertifika almak durumunda. İslami ilkelere uygunluk için aldığımız İcazet Belgesi Tarfin-Satış Noktası-Çiftçi üçgeni temelinde, murabaha finansman modelimiz için düzenlendi. Dünyada finansal ürünlere erişimi olmayan 3 milyar kişi içinde İslami kurallara uygun yaşamayı tercih edenlerin oranının oldukça büyük olduğunu düşünüyoruz. Din, dil, ırk ayrımı olmadan çiftçilerimizi ve satış noktalarımızı tedarik zincirimiz ile desteklemeye ve kapsamaya devam edeceğiz.
“FİNANSAL TEKNOLOJİMİZİ İHRAÇ EDEBİLECEĞİZ”
Tarfin’in bu zamana kadar 70’i aşkın şehirde 900 yetkili satış noktası ile çiftçilerin tarım girdilerine kolay ve sorunsuz şekilde ulaşmasını sağladıklarını söyleyen Memecan, “30 bini aşkın çiftçiye 700 milyon TL üzerinde tarım girdisi tedariki gerçekleştirdik ve tarımda yaklaşık 3,5 milyar TL’lik üretime destek olduk” diye konuştu. Kuruldukları 2017 yılından beri yatırımcıların dikkatini çektiklerini ifade eden Memecan, “2017 yılı Nisan ayında BIC Angels’ın melek yatırımıyla ilk sermaye yatırımını aldık, 2018 Eylül ayında Wamda Capital, Collective Spark gibi yerel ve uluslararası fonların katılımıyla tohum yatırım sürecini tamamladık. 2020 Eylül’de Quona Capital’ın liderliğini üstlendiği Seri A yatırım turumuza Elevator Ventures, Syngenta Group Ventures, Collective Spark Fund ve Wamda katıldı. Yara Growth Ventures ve diğer kurumsal yatırımcılarının katılımıyla gerçekleştirdiğimiz son Seri B öncesi köprü yatırımı ile kurulduğumuz günden itibaren 14 milyon dolarlık yatırım almış olduk.”
Tarfin’in attığı bu önemli adımla İslami Fintek yatırımcılarının da dikkatini Türkiye’ye çekeceklerini söyleyen Tarfin CEO’su Mehmet Memecan, şöyle açıkladı: “Bölgesel bir değerlendirmeyle Türkiye, bu alanda çok büyük bir avantaja sahip. Dolayısıyla bu bizim sadece Batı’ya değil aynı zamanda Doğu’ya da finansal teknoloji ihracatı yapmamız için büyük bir fırsat. Bu sayede özellikle Orta Doğu, Türk Cumhuriyetleri ve Körfez bölgesinden de büyük bir ilgi bekliyoruz.”