PS3’ün son bomba oyunu The Last Of Us ile hayatta kalma yolculuğuna hazır olun.
Görselliği ile olduğu kadar oynanabilirliği ve içeriği ile de dikkat çeken The Last Of Us, kısa sürede konsollarımızın yeni gözdesi haline geldi. Korku – aksiyon – macera türündeki oyun, 7 Mayıs 2013’de satışa sunulmuştu.
Altyazı ve menüleri için Türkçe seçeneği de konan ve Naughty Dog tarafından Playstation 3 platformuna özel geliştirilen oyun, oldukça etkileyici bir giriş ile bizleri karşılıyor. Sinematik oyun anlayışının en iyi örneklerinden birini izliyoruz.
Oyunumuzun kısaca konusuna gelince;
Kahramanımız Joel, sıradan hayatını yaşarken bir gece aniden ortaya çıkan bir virüsün binlerce insanı etkilemesiyle birlikte sokağa çıkmak zorunda kalıyor. Kızı ve erkek kardeşi ile birlikte virüsü kapmış insanlardan güvenli bir bölgeye kaçmaya çalışıyor. Tam kurtulduklarını sandığımız bir anda, virüs kapanları yok eden bir askeri birliğin kurşunlarına hedef oluyorlar. Joel’in kızı ne yazık ki bu talihsiz olayda ölüyor.
Yaşananlardan tam 20 yıl sonra, Joel’i saçlarına beyazlar düşmüş bir halde görüyoruz. Yitik bir odadan arkadaşı Tess ile birlikte dışarıya çıkarlar. Dışarıda hayatta kalanlar karantina bölgelerinde ve ordu kontrolünde yaşamlarını sürdürmektedir. Hastalıklı olanlar ise sıkıyönetim tarafından kontrol altında tutulmaktadır. Karantina bölgelerinden birinde yer alan ve karaborsacılık yapan Joel, Ellie adındaki kızı kötü rejimden kurtaracağına dair söz veriyor. Ellie dünyayı bu belalı virüsten kurtarabilecek tek kişi. İkili, hastalıklı olan ve tek hedefleri hastalıklarını yaymak olan insansı varlıklardan kaçarak yola koyulur. Fakat bir süre sonra ordu da Ellie’yi yakalayarak kontrolü altına almak ister.
Oyun süresince çeşitli görevleriniz var, tek başına değilsiniz – ekip halinde ilerlemelisiniz. Verilen görevleri yapmazsanız klanınız gelişmiyor. Çevrenizde bulduğunuz her materyali çantaya atıyorsunuz ve bir gün işinize yarıyor.
The Last Of Us’ı oynama imkanı olmayıp, bu deneyimi yaşamak isteyenler buradan bir film gibi izleyebilirler. Film gibi diyorum çünkü oyun gerçekten film gibi 🙂
Hastalıklı olarak nitelendirilen 4 birincil düşman var.
Runner
Akıllı sayılamayacak ancak sizi gördüklerinde üzerinize doğru hızlı koşan Runner’lar en az korkulacak düşmanlar. Virüsün etkisinde az bir süre kaldıkları için böyleler. Onlara yakalandığınızda sağlığınızda azalma oluyor – yani fazla etkili değiller. Bazıları acayip sesler çıkarırken, bazıları sessiz bir şekilde duruyor. Kafalarına kurşun sıkarak veya yumruklayarak öldürmek mümkün.
Clicker
Görmeyen ancak sese çok duyarlı olan bu düşmanlara yakalandığınızda hemen ölüyorsunuz. Yanlarına yaklaşmamanızda fayda var, Molotof kokteyli ve pompalı tüfek kullanarak Clicker’lardan kurtulabiliyorsunuz.
Stalker
Runner ve Clicker arasında olan bu türü yumruklarınızla veya yakın dövüş silahlarınızla yok edebiliyorsunuz.
Bloater
Neredeyse ölümsüz gibi olan bloater’lar, hem savunma hem de saldırı anlamında çok güçlüler. Yakın mesafede sizi tek hamlede öldürürken, uzak mesafede iseniz fazla zarar vermeyen ama algılarınızı altüst eden mantar bombası atıyorlar.
PS3’de şu aralar yaşanabilecek en iyi deneyim olanağı sunuyor. Meraklılarına duyurulur 🙂
3 yorum
teşekkür ederim bilgi için
Bu oyunu oynadım ama GTA gibi değil yani hikaye ve yaşanan olaylar GTA V’den bile güzel diyebilirim ama hikayenin hiç farklı gelişmemesi bir daha oynasak bile aynı hikayenin gelmesi insanı açıkçası biraz sıkıyor şu zamanlar hiç açmıyorum oyunu ne zaman açsam zaten bitirmiş olduğumdan bazı maalesef silemediğiniz ve kurtulamadığınız saveler yüklü oluyor ve istediğiniz bölümü seçme imkanı tanıdığından bazı görevleri oynamıyorsunuz buda çok sıkıcı oluyor birde yükleme ekranları çok uzun oyunu bir kere açmam için tam olarak 10 dakika kadar yüklenmesini bekliyorum birde yeni gelen güncelleme ile yükleme ekranı yükseliyor sonra düşüyor çok saçma aç kapa falan yapıyorum en sonunda bir şekilde düzeliyor ama oyunu oynamanızı tavsiye ederim Mükemmel demek az kalır Nauhgty Dog bu sefer bir Şaheser yaratmış 🙂