Kış bütün soğuğu ile bastırdı, artık sinema salonlarını doldurmanın tam zamanı 🙂 Gelin bu ay izleyeceğimiz filmlere birlikte bakalım, izleme listemizi şimdiden oluşturalım…
Bu defa şu anda vizyonda olan filmleri de ekleyerek yazıma başlıyorum. Çünkü aralık ayının ortasına kadar neredeyse izlenecek film bulamayacağız. Yerli film sevenler bu ay fazlasıyla memnun olacak diyor, hemen listeyi yapmaya başlıyorum.
Uzun zamandır beklenen “Açlık Oyunları: Ateşi Yakalamak & The Hunger Games: Catching Fire ” bildiğiniz üzere vizyonda.
Katniss Everdeen bu sefer “Quarter Quell” için yarışıyor… Açlık Oyunları’nı kazanan Katniss ve partneri Peeta, evlerine dönüp bölgeler arasında yapacakları ‘Zafer Turu’nu beklemektedir. Ancak President Snow’un şeytani planları zafere gölge düşürecek cinstendir.
Tüm dünyada büyük yankı uyandıran Açlık Oyunları serisinin ikinci filminde oyuncu kadrosu yine aynı. Jennifer Lawrence, Liam Hemsworth, Josh Hutcherson ve Woody Harrelson. Yönetmen koltuğunda ise Francis Lawrence oturuyor.
Erkek Tarafı :Testosteron ise diğer bir film. Ben tiyatro versiyonunu izlemiş ve bayılmıştım.
Konusu : Katıldıkları düğünün iptal olmasının ardından soluğu bir restoranda alan yedi erkeğin aralarında geçen uzun bir sohbeti kameraya yansıtan film, erkeklik hallerine ve kadının bu dünyadaki yerine odaklanıyorBeş yıl boyunca büyük bir ilgiyle karşılanan Testosteron isimli tiyatro yapıtından sinemaya uyarlanan filmin yönetmen koltuğunda Atlıkarınca ve Başka Dilde Aşk filmleriyle tanıdığımız genç yönetmen İlksen Başarır bulunuyor. Filmin başrollerinde; Mert Fırat, Onur Ünsal, Timur Acar, Emre Karayel, Tuna Kırlı, Metin Coşkun ve Cihan Ercan bulunuyor.
Bir korku filmi klasiği; “Ruhlar Bölgesi Bölüm 2 & Insidious: Chapter 2” 2010 yılında çevrilen ilk bölümü ben çok beğenmiştim ancak sanırım bloga yazmayı unutmuşum ^^
İlk bölümü kısaca özetlemem gerekirse, Lambert ailesi küçük çocuklarını esir alan kötü ruhlardan kurtulmayı başarmış ve evlerini terk etmişlerdi. Bu defa oğulları Dalton’ı büyükannesi Lorraine’in yanına götürüyorlar. Böylece hepsi güvende olacak ve yeni bir sayfa açacaklarına inanıyorlar, ancak durum beklendiği gibi olmuyor. Bu kez baba Josh’a musallat olan kötü ruhları yetenekleri sayesinde önceden hisseden küçük Dalton, elinden geleni yapar; ancak Josh günbegün bu belaya karşı daha savunmasız hale gelmektedir. Diğer aile üyeleri de Josh’a yardım etmeye çalıştıkça işler daha da karışık bir hal almaya başlar. Bir süre sonraysa ruhlar ve kendi dünyaları arasındaki bağlantının sırları yavaş yavaş açığa çıkar… James Wan’ın yönetmen koltuğunda oturduğu yapımda, bir kez daha Patrick Wilson, Rose Byrne ve Ty Simpkins oyuncu kadrosunda. Oyuncu kadrosu demişken, ilk filmde gerçekten çok başarılıydılar.
Bir diğer önerim Ridley Scott’ın yeni filmi “Danışman & The Counselor” gerilim yoğunluklu bir drama. Oyuncu kadrosunda Brad Pitt, Michael Fassbender, Javier Bardem, Penélope Cruz ve Cameron Diaz gibi ünlü isimler bulunuyor.
Konusuna gelince; Counselor, üst seviyede saygı duyulan ve nişanlısı Laura ile huzurlu bir hayat süren başarılı bir avukattır. Ekonomik sıkıntılarla boğuştuğu bir zamanda itibarı da sarsılmaya başlar ve bir anda kendini milyonlarca doların havada uçuştuğu uyuşturucu ticareti ağı içerisinde bulur. Artık Amerika’nın Meksika sınırındadır ve Reiner isimli güçlü bir iş adamıyla bir iş anlaşması yapmak üzeredir. Derken hiçbir şey planlandığı gibi gitmez ve kendini acımasız bir can pazarının içerisinde bulur.
Üçüncü haftamızda izlenebilecek tek film “Hobbit: Smaug’un Çorak Toprakları & The Hobbit: The Desolation of Smaug”
Hobbit üçlemesinin ilk filmi olan Hobbit: Beklenmedik Yolculuk’un devam filmi olan yapım Misty Dağları’ndan başarıyla geçen Thorin ve beraberindekilerin Mirkwood ormanındaki zorlu maceralarına odaklanıyor. Yanlarında Büyücü Gandalf olmadan ormanı geçmek zorunda olan Hobbitler insanların yaşadığı bölgeye ulaştığında Bilbo Baggins’in cücelerle olan anlaşması da son bulacak.
Peter Jackson’ın yönetmenliğindeki filmin uyarlama senaryosu; Peter Jackson, Fran Walsh, Philippa Boyens ve Guillermo del Toro’dan oluşuyor. Martin Freeman, Ian McKellen (Gandalf), Andy Serkis (Gollum), Richard Armitage (Thorin Meşekalkan), Lee Pace, Hugo Weaving, Elijah Wood ve Cate Blanchett yine izleyeceğimiz isimler.
Bir sonraki hafta “Oldboy & İhtiyar Delikanlı” yı izleyeceğiz. Chan-wook Park’ın 2003 tarihli muhteşem filminin Amerikan versiyonu karşımızda. Bu kadar başarılı ve etkileyici bir film neden yeniden çekiliyor anlayabilmiş değilim ama listeye almakta fayda var.
Konusu bildik; Joe Doucett kaçırılır ve karanlık bir yere götürülür. Bu karanlık mahzende neden kaçırıldığını dahi bilmeden yirmi yıl boyunca tutsak edilir. Hiçbir kurtulma umudu kalmamışken televizyondan gösterilen bir haberde karısının öldürüldüğünü ve baş şüpheli olarak arandığını öğrenir. Dışarı çıktığında ise öncelikli amacı karısının katillerini ve kendini kaçıranları bulup esaslı bir intikam almaktır. Ne var ki soruşturmaya başladığında zannettiği kadar özgür bir adam olmadığını ve tuzaklarla dolu bir suç ağına karşı zorlu bir yoldan geçmesi gerektiğini anlar.
Amerikan versiyonunun yönetmen koltuğunda Spike Lee var. Başroller ise Josh Brolin, Elizabeth Olsen ve Samuel L. Jackson’a emanet.
Ve nihayet zevkle izlenebilecek bir film “ 47 Ronin” Fantastik macera türündeki filmimiz 47 Ronin adlı samuray çetesinin ustası öldürülünce dağılan ekibin öyküsüne odaklanıyor. 47 samuray savaşçısı, hayatlarını arkalarında bırakarak, ustalarını öldüren dünyanın en tehlikeli insanı Lord Kira’nın kalesine doğru ilerlemeye başlıyor.
Carl Rinsch’in yönetmen koltuğuna oturduğu filmin senaryosunu Hossein Amini ve Chris Morgan beraber kaleme almış. Filmin başrollerinde ise Keanu Reeves, Hiroyuki Sanada ve Kô Shibasaki bulunuyor. Fragman müthiş, merakla bekliyoruz.
Bu hafta vizyona giren diğer bir film François Ozon’un yankı uyandıran filmi “Genç ve Güzel & Jeune & Jolie”
2013 Cannes Film Festivali’nin Altın Palmiye seçkisinde yer alan bu çok özel filmin başrollerinde Marine Vacth, Géraldine Pailhas ve Frédéric Pierrot bulunuyor.
17 yaşındaki genç bir kızın (Marine Vacth), dört mevsimde yaşadıklarını arka plandaki dört farklı şarkı eşiliğinde anlatıldığı filmde, filmin başkarakterinin anlattığı hikaye doğrultusunda, genç kızın tutku ve cinselliği keşfetme ve hayatını bu şehvet üzerine kurmaya başlama öyküsüne tanık olacağız.
Justin Bieber’s Believe ise sevenlerin uzun zamandır beklediği belgesel türündeki film. Justin Bieber’ın kimse tarafından tanınmayan bir çocuktan dünya çapında milyonlarca hayrana sahip olan bir yıldıza dönüşmesini konu ediniyor.
Benden bu kadar.
Bu ay oldukça kısır ve verimsiz, aman çabuk geçsin diyor, şimdiden hepimize iyi seyirler diliyorum 🙂