İKSV’nin Paribu sponsorluğunda düzenlediği Filmekimi 2025, sonbaharı yine güçlü hikâyeler, usta imzalar ve ödüllü filmlerle açıyor.
İKSV’nin Paribu sponsorluğunda düzenlediği Filmekimi, sonbaharı yine güçlü hikâyeler, usta imzalar ve ödüllü filmlerle açıyor. İstanbul ayağı 3–12 Ekim arasında; Ankara, Eskişehir ve İzmir gösterimleriyle festival rüzgârı Anadolu’ya da yayılıyor. Program açıklandı; bilet, mekân ve seans bilgilerinin tamamı erişime açılıyor.
Filmekimi 2025 başlıyor
İKSV’nin Paribu sponsorluğunda düzenlediği Filmekimi, bu sonbahar yine güçlü hikâyeler, usta imzalar ve ödüllü filmlerle şehir şehir salona çağırıyor. Seçki, modern dünyanın krizi, kişisel hafıza, sınıf ve göç temaları etrafında geniş bir yelpaze kuruyor; Jarmusch’tan Sorrentino’ya, Lanthimos’tan Aster’a uzanan bir ustalar buluşması yanında Türkiye’den özel gösterimler ve taze prömiyerler yer alıyor. Eleştirmen gözüyle bakıldığında program, “usta yönetmen + cesur yeni iş” kararını öne çıkarıyor; biçimsel atakla duygusal yankı arasındaki dengeyi salonda deneyimlemeye değer kılan bir çizgi kuruluyor.
Filmekimi 2025 ne zaman başlıyor, nerede yapılacak?
Festival İstanbul’da 3–12 Ekim tarihleri arasında Atlas 1948, City’s Nişantaşı – CINEWAM Premium, Kadıköy Sineması ve Paribu Art’ta gerçekleşiyor. Festival rüzgârı İstanbul’un ardından Ankara’da 9–12 Ekim’de Kült Kavaklıdere’de, Eskişehir’de 16–19 Ekim’de Sinema Anadolu’da, İzmir’de 23–26 Ekim’de Paribu Cineverse Konak Pier’de esecek. Program takvimi ve seans çizelgeleri her şehir için ayrı ayrı yayınlanıyor; seyahatinizi planlarken şehirler arası tarihleri göz önünde bulundurmak akıllıca olur.
Filmekimi 2025 biletleri nasıl ve nereden alınır?
Lale Kart ön satış pencereleri 23–25 Eylül tarihlerinde sabah 10.30’da sırayla açılıyor; Siyah ve Beyaz Lale üyeleri kendi dönemlerinde çevrim içi kanallar üzerinden indirimli bilet alabiliyor, Kırmızı Lale’de indirim oranı farklılaşıyor. Genel satış 26 Eylül saat 10.30’da başlıyor. Biletlere passo.com.tr, Passo mobil uygulaması ve yetkili perakende noktalarından ulaşılıyor. Eczacıbaşı Genç Bilet uygulaması kapsamında belirli seanslarda sınırlı kontenjanla öğrencilere avantaj sağlanıyor. Seans başlangıçlarına yakın salona girişte yaşanabilecek aksaklıkların önüne geçmek için biletli izleyicilerin en az 20 dakika önce salonlarında olmaları öneriliyor.
Filmekimi’nde öne çıkanlar, merak uyandıranlar
Seçki, bir yanda festival ödüllülerini hızlıca Türkiye seyircisiyle buluştururken diğer yanda usta yönetmenlerin taze filmlerini perdede deneme fırsatı veriyor. Jim Jarmusch’un yeni yapısı, Paolo Sorrentino’nun politik esintili anlatısı, Yorgos Lanthimos’un türler arası gerilimli oyunu ve Ari Aster’ın modern kabusu seyirlik listenin ön sıralarını zorluyor. Richard Linklater’ın biri müzikli dönem portresi, diğeri cinephile’lara selam duran iki filmi ise programın sinema tarihiyle konuşan damarını güçlendiriyor. Yerli bölümde Can Evrenol’un dünya prömiyerli kara komedisi ve Ceylan Özgün Özçelik’in kısa film seçimi, festivalin Türkiye ayağına taze bir nabız kazandırıyor.
Nereden başlamalı, nasıl bir izleme rotası kurmalı?
Geniş bir programda seçim yaparken önce “mutlaka salonda görmek istediğiniz” yönetmenleri işaretleyin; Jarmusch, Sorrentino, Lanthimos, Aster, del Toro, Linklater ve Petzold adımlarınızı hızlandırır. Ardından festival ödüllülerine ve bölgesel çeşitliliğe bakın; Loznitsa’nın tarihsel yüzleşmesi, Dardenne Kardeşler’in güçlü toplumsal dramı ve Andrew Scott’lı Broadway gecesi dikkat çekiyor. Son olarak Türkiye’den özel gösterimler ve Gazze üçlemesi gibi tematik kümeleri takviminize dağıtarak dengeli bir rota oluşturun.
Filmekimi 2025 Filmleri konuları

Festivalde izleyeceğimiz filmlerin çok kısa özetlerini aşağıda bulabilirsiniz. Daha geniş konu özetlerine, filmlerin künyesine ve fragmanlara festivalin web sitesi üzerinden ulaşabilirsiniz. İzleme listeme aldığım filmlerin konu kısımlarını bold yapıyorum – daha sonra detay bilgi paylaşacağım.
Eddington (Ari Aster) — Pandeminin paranoyası, komplo kültürü ve sosyal medya histerisiyle örülen modern bir kabus; karakter odaklı gerilim-dram.
Jay Kelly (Noah Baumbach) — Orta yaş, aile ve dostluk ekseninde keskin diyaloglar eşliğinde kurulan bir dram-komedi portresi.
Hind Rajab’ın Sesi (Kaouther Ben Hania) — Gazze’de mahsur kalan küçük bir kızın kaydedilen yardım çağrıları çevresinde tanıklık, etik ve vicdan üzerine sarsıcı bir anlatı.
Enzo (Laurent Cantet, Robin Campillo) — Kıyıda büyüyen bir gencin kimlik ve sınıf basıncıyla yüzleşmesine bakan incelikli bir büyüme hikâyesi.
Flamingonun Gizemli Bakışı (Diego Céspedes) — Sınır mitolojisini cinsiyet ve iktidar kodları üzerinden tersyüz eden stilize bir Şili westerni.
Başka Yolu Yok (Park Chan-wook) — Kara mizah ile gerilim arasında nabız tutan, etik ikilemlerle örülü bir intikam öyküsü.
Çatıda Biri Var (Derek Cianfrance) — Banliyö paranoyası, ev içi sırlar ve gözlemin şiddeti; atmosferik bir psikolojik gerilim.
Örümcek Kadının Öpücüğü (Bill Condon) — Kander & Ebb müzikalinden sinemaya; kapalı mekânda kurulan duygusal ittifaklar ve politik alt katmanlar.
Orta Sınıf (Antony Cordier) — Refah yanılsamasının çözüldüğü, statü arzusunun sınandığı keskin bir toplumsal taşlama.
Splitsville (Michael Angelo Covino) — Ayrılık eşiğindeki ilişkiler ve kırılgan arkadaşlıklar; kriz anlarının komik-acı panoraması.
Hedda (Nia DaCosta) — Ibsen’in Hedda Gabler’ı; kapana kısılmışlık, arzu ve güç oyunlarını çağdaş bir ritimle yeniden kuran bir uyarlama.
Genç Anneler (Jean-Pierre & Luc Dardenne) — Dayanışma ve bakım emeği üzerinden kurulu, bürokrasiyle sınanan yaşam kesitleri.
Babamın Gölgesi (Akinola Davies) — Diasporada baba-oğul ilişkisine, gelenek ve özgürleşme gerilimine bakan bir kimlik arayışı.
Frankenstein (Guillermo del Toro) — Shelley klasiğine gotik görkem ve merhametle yaklaşan, yaratma ve sorumluluk üzerine epik bir uyarlama.
Aşk Mektupları (Alice Douard) — Mahremiyet, kanıt ve sevgi arasında gidip gelen modern bir duygusal dava.
Alpha (Julia Ducournau) — Beden politikası ve dönüşüm temalarıyla sınırları zorlayan, duyusal şiddeti yüksek bir karakter çalışması.
O Da Bir Şey mi (Pelin Esmer) — Gündeliğin küçük kırılmalarından büyük duygusal sarsıntılar çıkaran incelikli bir mizah-dram.
Cam Sehpa (Can Evrenol) — Yeni bebekli bir çiftin kitsch bir sehpa hevesi banliyö sıkışmışlığında psikolojik cehenneme dönüşür; kara komedinin ısısı yüksek.
Yüreğini Eline Al ve Yürü (Sepideh Farsi) — Kuşatma altındaki yaşamın güncesi; muhabir-yönetmen diyaloğunda kayda geçen uzun soluklu tanıklık.
Sesin Hikâyesi (Oliver Hermanus) — Ses kayıtları üzerinden birbirine yaklaşan iki karakter; hafıza ve aidiyetle örülü bir bağ.
Kız Kardeş (Hafsia Herzi) — Aile içi güç dengeleri, kadın dayanışması ve bağımsızlık arzusuna bakan sıcak bir portre.
Baba Anne Kız Kardeş Erkek Kardeş (Jim Jarmusch) — Üç ayrı ülkede geçen üç aile hikâyesi; küçük jestlerdeki mizah ve hüzünle örülen bir mozaik.
Yeni Şafak Solarken (Gürcan Keltek) — Arşiv, bellek ve doğa imgeleriyle kurulan şiirsel, ensayistik bir Türkiye panoraması.
Gelecek de Gelecek (Cédric Klapisch) — Zamanın renkleri; aile, dostluk ve ikinci şanslar üstüne sıcak bir ansambl.
Bugonia (Yorgos Lanthimos) — Türler arası serseri mayın; modern dünyaya keskin bir eleştiri ve sürprizli bir gerilim-bilimkurgu oyunu.
Sırat (Oliver Laxe) — Kırsalda bir iç yolculuk; inanç, teslimiyet ve doğayla hesaplaşma.
Mavi Ay (Richard Linklater) — 1943’te tek gecelik Broadway perdesi gerisi; Rodgers & Hart gölgesinde kaygan bir aşk ve rekabet hikâyesi.
Yeni Dalga (Richard Linklater) — Nefes Nefese’nin doğuşuna, dönemin dil ve teknikleriyle bakış; cinephile’lar için şenlik.
İki Savcı (Sergei Loznitsa) — 1937 SSCB’sinde bir dilekçeden Moskova’ya uzanan adalet arayışı; çarpıcı bir tarihsel yüzleşme.
Duse (Pietro Marcello) — Eleonora Duse üzerinden tiyatro, şöhret ve bedel; arşiv ve kurmacanın zarif buluşması.
Gizli Ajan (Kleber Mendonça Filho) — 1977 Recife; casusluk, siyasal baskı ve sınıf eşitsizliklerini erotik gerilim tonunda kat eden bir dönem filmi.
Bir Zamanlar Gazze’de (Tarzan & Arab Nasser) — Western, polisiye ve dostluk damarının, savaş gölgesindeki gündelik hayatla buluştuğu taşlama.
Yetim (László Nemes) — Kayıp ve aidiyet; savaş travmasının kuşaklararası izlerini takip eden karanlık bir büyüme anlatısı.
Ada (Ceylan Özgün Özçelik) — Parçalı hafızada gezinen gündüz gerilimi; genç bir kızın benliğine doğru yolculuk.
Görünmez Kaza (Jafar Panahi) — Komik tondan trajediye evrilen bir karşılaşma; intikam ve vicdanın büyük sınavı.
Aynalar No. 3: Okyanusta Bir Tekne (Christian Petzold) — Sırlar, kırılgan ilişkiler ve su metaforlarıyla örülmüş bir yüzleşme.
Doğada Delirmek Daha İyi (Miro Remo) — Doğayla radikal bağ kuran ikiz kardeşlerin şiirsel, başına buyruk belgeseli.
Ceza (Saeed Roustayi) — Anne-çocuk ilişkisi ile adalet mekanizması arasında sıkışmış bir hayat mücadelesi.
Geber Aşkım (Lynne Ramsay) — Annelik, aşk ve akıl sağlığı üzerine çarpıcı ve dikiş tutmaz bir dram.
Cumhuriyetin Kartalları (Tarik Saleh) — Kurumlar arası güç oyunları ve iktidar; politik gerilim hattında yeni bir halka.
Kokuhô (Lee Sang-il) — Kabuki sahnesinde rekabet ve kardeşlik; bir “milli değer”in doğuş hikâyesi.
Düşüşün Tınısı (Mascha Schilinski) — Suçluluk, kırılma ve yeni başlangıç arayışına bakan bir aile dramı.
Josef Mengele’nin Kayboluşu (Kirill Serebrennikov) — “Ölüm Meleği”nin Güney Amerika yıllarına bakan sarsıcı bir tarihsel anlatı.
La Grazia (Paolo Sorrentino) — Görev süresinin sonunda kritik kararların eşiğindeki popüler bir cumhurbaşkanı; zarif bir politik dram.
Manevi Değer (Joachim Trier) — Aile, hırs ve yaratma arzusunun gölgeleri; yaratıcı emeğe dair ince bir bakış.
Üzgünüm, Bebeğim (Eva Victor) — Keskin mizahı duygusal kırılmalarla birleştiren çağdaş bir ayrılık–barışma hikâyesi.
Yeniden (Max Walker-Silverman) — Yas sonrası toparlanma; taşra ritmi, küçük jestler ve sevgiye kıyıdan yaklaşan bir yeniden kuruluş.
Uçan Köfteci (Rezan Yeşilbaş) — Taşra mizahı ve insan manzaraları eşliğinde “ekmek parası”nın sinematik portresi.
Özel Hayat (Rebecca Zlotowski) — Mahremiyet, kariyer ve görünürlük arasında salınan modern bir kadın anlatısı.
Filmekimi 2025, salon deneyiminin hâlâ benzersiz kaldığını hatırlatan bir seçki kuruyor. Jarmusch ve Sorrentino duygusal yankıyı büyütürken Lanthimos ve Aster biçimsel risk alıyor; Loznitsa, Panahi ve Mendonça Filho politik-etik tartışmayı seyir akışına yediriyor. Linklater’ın ikili çıkışı cinephile damarını besliyor; yerli bölümde Cam Sehpa kara komediyi güncel kent sıkışmasıyla birleştiriyor. Doğru bir takvim ve hızlı bilet refleksiyle bu yılın sinema gündemi büyük ölçüde salonlarda şekillenecek.
Şimdiden hepimize iyi seyirler.