Startups.watch, 2025 yılı ilk çeyreğine ilişkin güncel verileri içeren “2025 Q1 Türkiye Startup Ekosistemi Raporu”nu yayımladı.
Rapora göre, Türkiye startup ekosistemi 2025 yılının ilk üç ayında hem yatırım miktarı hem de işlem sayısı açısından son iki yılın en düşük seviyelerinden birini yaşadı.
Yatırımların Ritmi Yavaşladı
2025 yılının ilk çeyreğinde Türkiye’de toplam 49 yatırım turunda 58 milyon dolar yatırım gerçekleşti. Yatırım hacmi, 2023’ün dördüncü çeyreğine kıyasla toparlanmış görünse de, hâlâ pandemi sonrası dönemin en düşük seviyeleri arasında yer aldı. Özellikle tohum (seed) aşamasından Seri A ve B aşamasına geçiş konusundaki yapısal problemler devam etti.
Oyun ve fintek sektörü, yatırımların en yoğunlaştığı dikeyler olurken, kitlesel fonlama kampanyalarında ciddi bir düşüş yaşandı. Yılın ilk üç ayında yalnızca 4 başarılı kitlesel fonlama kampanyası gerçekleştirildi. Yabancı yatırımcı katılımında yüzdesel artış görülse de, bunun ana nedeni toplam işlem sayısındaki düşüşten kaynaklandı.
Türkiye, Avrupa ve MENA Bölgelerine Kıyasla Geride Kaldı
Türkiye, Avrupa ve MENA bölgeleriyle karşılaştırıldığında, çeyreklik bazda işlem hacmi ve yatırım adedi açısından daha zayıf bir performans sergiledi. Avrupa ülkeleri, özellikle Almanya, İngiltere ve Fransa gibi pazarlar toparlanma sinyalleri verirken, Türkiye yatırım trafiğinde daralma yaşadı. MENA bölgesinde Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelerde ise büyüme ivmesi dikkat çekti.
Dikeylerde Oyun ve Fintek Öne Çıktı
Oyun sektörü 26 milyon dolarlık yatırım hacmiyle ilk sırayı aldı. Fintek dikeyi ise 18,1 milyon dolar yatırım çekerek ikinci sıraya yerleşti. Yapay zekâ destekli girişimler küçük paylar alsa da, gelecek dönem yatırımları için önemli bir temel oluşturdu. Sağlık teknolojileri ve sürdürülebilirlik odaklı girişimlerde TÜBİTAK BiGG desteklerinin etkisi görüldü.
Türkiye Startup Ekosisteminin Yapısal Sorunları
Raporda öne çıkan yapısal problemlerin başında, Seri A ve üzeri yatırımların eksikliği geliyor. Tohum aşamasında alınan küçük yatırım biletleri, girişimlerin ölçeklenmesini ve küresel rekabette yer edinmesini zorlaştırıyor. Türkiye’deki tohum yatırım büyüklükleri Avrupa ortalamasının yarısının altında kalıyor.
Bunun yanı sıra, Türkiye’de kurulu olan fon havuzunun 2,5 milyar dolara ulaşmış olması önemli bir gelişme olarak kaydedilse de, bu fonların ne kadarının Türkiye içindeki girişimlere yönlendirileceği hâlâ belirsizliğini koruyor.
Kadın Girişimcilerde Umut Veren Artış
2025’in ilk çeyreğinde kadın girişimcilerin desteklendiği yatırımların oranı %34’e yükseldi. Özellikle TÜBİTAK BiGG destekli girişimlerin bu artışta etkili olduğu görüldü. Kadın liderliğindeki girişimlerin artması, ekosistemin çeşitlilik ve kapsayıcılık açısından güçlenmesi adına olumlu bir sinyal verdi.
Öne Çıkan Satın Alma: Burgeon
Laboratoires Vivacy’nin Burgeon’u satın alması, Türkiye’de deeptech alanındaki ilk “fund-returning exit” (ejderha çıkışı) örneği oldu. Bu satış, Türk girişimcilik ekosisteminde derin teknoloji yatırımlarının önemine dikkat çekti.
Fintek ve oyun gibi yatırımcı ilgisinin yoğun olduğu alanlarda hareketlilik sürüyor!
Türkiye girişimcilik ekosistemi, büyüme potansiyelini hâlâ koruyor ancak yapısal problemlerini çözemediği sürece global yarışta zorlanmaya devam edecek gibi görünüyor. 2025’in ilk çeyreği, bu gerçekliği tüm çıplaklığıyla gözler önüne serdi.
Fintek ve oyun gibi yatırımcı ilgisinin yoğun olduğu alanlarda hareketlilik sürüyor. Özellikle dijital ödeme sistemleri, finansal erişim çözümleri ve Web3 tabanlı girişimler sektörde ilgi çekmeye devam ediyor. Ancak, Türkiye’de hâlâ Seri A aşamasına geçişte ciddi bir yatırım eksikliği yaşanıyor. Bu durum, girişimlerin küresel ölçekte ölçeklenmesini ve büyümesini büyük ölçüde zorlaştırıyor.
Özellikle tohum aşamasında alınan yatırım miktarlarının Avrupa ortalamasının yarısının altında kalması, Türkiye’deki girişimlerin büyüme şansını azaltan en önemli faktörlerden biri olarak öne çıkıyor. Regülasyonlardaki belirsizlikler ve küresel risk iştahındaki düşüş de fintek sektöründeki yatırımları sınırlayan unsurlar arasında yer alıyor.
Olumlu tarafta, kadın girişimcilerin desteklendiği projelerde anlamlı bir artış yaşandığını görmek umut verici. Ancak bu artışın yalnızca destekli programlara dayalı kalmaması ve ekosistemin geneline yayılması gerekiyor. Sadece görünür yüzeyde değil, farklı dikeylerde ve ölçeklerde de daha fazla kadın girişimcinin varlık göstermesi, ekosistemin çeşitliliği ve kapsayıcılığı açısından kritik önemde.
Yabancı yatırımcıların ilgisi ise dikkat çekici bir şekilde belirli sektörlerde yoğunlaşıyor. Geniş tabanlı bir çekim merkezi olabilmek için Türkiye’nin sadece belli başlı alanlarda değil, çok daha çeşitli ve küresel ölçekte rekabet edebilecek girişimler çıkarabilmesi gerekiyor.
Türkiye girişimcilik ekosisteminin 2025’e zayıf ama potansiyel barındıran bir başlangıç yaptığı söylenebilir. Doğru destek mekanizmaları kurulmadığı ve Seri A aşamasındaki yapısal eksikler giderilmediği sürece, Türkiye’nin globalde hak ettiği büyüme ivmesini yakalaması zor görünüyor.
Türkiye Startup Ekosisteminde Neler Bekleniyor?
2025’in geri kalanında Türkiye startup ekosisteminin büyümesini hızlandırabilmesi için birkaç kritik adım öne çıkıyor. Öncelikle, Seri A yatırımlarını artıracak yapıların oluşturulması ve girişimlerin tohum aşamasından sonraki süreçlerde desteklenmesi büyük önem taşıyor. Bu adım, girişimlerin yalnızca kurulmakla kalmayıp ölçeklenebilen, global rekabet gücüne sahip şirketlere dönüşmesini sağlayacak.
Öte yandan, kadın girişimcilerin daha geniş sektörlerde yer bulması ve farklı dikeylerdeki projelere çeşitlilik kazandırılması ekosistemin sürdürülebilir büyümesine katkıda bulunacak. Destek mekanizmalarının yalnızca kuluçka ve hızlandırma aşamalarında değil, yatırım ve büyüme fazlarında da aktif olması kritik bir ihtiyaç olarak öne çıkıyor.
Fintek ve oyun gibi öne çıkan sektörlerin yanında yapay zeka, derin teknoloji ve yeşil teknoloji odaklı girişimlerin desteklenmesi, Türkiye’nin küresel inovasyon haritasındaki konumunu güçlendirebilir. Ayrıca regülasyonların girişimcilik dostu bir yaklaşımla yeniden ele alınması, uluslararası yatırımcı güvenini artıracak önemli bir adım olacaktır.
Genel tabloya bakıldığında; doğru stratejik adımlarla Türkiye, girişimcilik alanında yalnızca bölgesel değil, global ölçekte de etkili bir oyuncu olabilecek potansiyele sahip. Şimdi önemli olan, bu potansiyeli stratejik bir vizyonla harekete geçirmek.
