Akıllı Saatlerin Tarihçesi için hazır mısınız?
Akıllı saatlerin hayatımıza 21. yüzyılda girdiğini düşünsek bile, ondan öncesinde akıllı görünmeye çalışan ürünler hep hayatımızdaydı.
Yazımda akıllı saatlerin kısa bir tarihçesini ve akıllı görünmeye çalışan bu ürünleri bulabilirsiniz.
Akıllı Saatlerin Tarihçesi
Güneşin ışıklarını ve yeryüzüne vuran gölgeleri takip eden Mısırlılar, zaman kelimesini literatüre sokan ilk insanlar oldular. Portatif saat fikri 16. yüzyılda Almanya’da ortaya çıktı, 17. yüzyılda İngiltere’de cep saatlerinin kullanılmasıyla devam etti. Tüm bunlar 18. yüzyılda Fransızların modern kol saatini keşfetmesiyle geride kaldı, 1900’lerde de kol saatleri modern giyimin bir parçası haline geldi.
Son yüzyılda yaşanan bu hızlı gelişim, hayatımıza yeni bir kategori olarak “akıllı saatleri” soktu.
Plus Four
1927 yılında akıllı saatlerin ilk örneği ortaya çıktı. Kola takılabilen ve ilk akıllı ürün sayılabilecek Plus Four, rota bulucu ve kendince akıllı olan bir üründü. Bu ürünü kullanmak için elbette GPS teknolojisi kullanılmıyordu. Gideceğiniz lokasyona ait yol haritasını rulo halinde bileğinize taktığınız özel bilekliğin içinden geçirerek, yolunuzu şaşırmadan güvenle ulaşmanızı sağlıyordu. Bir başka lokasyona gitmek istediğinizde bu harita rulolarını değiştirmeliydiniz. Dokunmatik ekranı olmasa ve içinde binlerce sayfalık veri saklamasa bile fonksiyonellik açısından tarihin kola takılabilen ilk akıllı cihazı Plus Four oldu.
Hamilton Pulsar P1
1972 yılına geldiğimizde dünyadaki ilk elektrikli saat pazara çıkmış ve bu konuda bir kilometre taşıdır. Hamilton Pulsar P1, ilk tam elektrikli ve LED göstergelere sahip ve üzerinde bir de butonu olan saattir. Piyasaya çıktığında 2100 dolarlık fiyatı ve 18 karat altın kaplamasıyla kendinden oldukça söz ettirmiştir. İçinde ekstra bir akıllı unsur olmasa da, zamanı özel LED ekranında göstermesi yeterince etkileyiciydi.
Bundan sonraki dönemde elektronik saatler gelişimlerini sürdürmeye devam ettiler…
Seiko TV Watch
1982’de yani tam 10 yıl sonra, Japon saat şirketi Seiko TV Watch adında bir ürün piyasaya çıkardı. Küçücük monokrom bir ekranda televizyon izlemek, üstelik bunu kalın bir kabloyla bir televizyon alıcısına bağlamak sıradan bir kullanıcı için ne kadar keyif verir bilinmez ama, bu saat izlenebilir bir media gösterebilen ilk ürün olarak tarihe geçmiştir.
Seiko Data-2000
1983 yılına gelindiğine Seiko, bu defa Data-2000 modelini piyasaya sürdü. Bu model kısa notları, özel tarihleri kaydedebiliyor ve irice bir klavye eki ile de karmaşık hesaplamaları yapabiliyordu. Bu klavye eki aynı zamanda notlar almanıza da yarıyordu. Üzerindeki tuşlar ve klavyeye dokunarak veri iletişimi yapmayı sağlayan Data-2000, dokunmatik ekranlı ilk saattir.
Seiko MessageWatch
Bu yıllar içerisinde saat sektörünü domine eden Seiko, 1995 yılında bu kez de MessageWatch’u kullanıcılarına sundu. MessageWatch, FM frekanslarını kullanarak arayanların kimliğini gösteren ve hava durumu bilgilerini veren ve hatta spor karşılaşmalarının sonuçlarını bile iletebilen bir cihazdı.
IBM WatchPad
2000 yılına geldiğimizde IBM WatchPad ürünü ile gerçek anlamda bir akıllı saat geliştirdi. IBM WatchPad, cihazı takan kişinin parmak izini kullanarak bluetooth bağlantısı ile kilitli bilgisayarları açabiliyordu. Bunun yanı sıra normal bir elektronik saatten beklenebilecek her tür özelliği de sahipti. IBM bu ürünün başarılı prototiplerini üretse de hiç bir zaman satışa sunmadı.
Garmin Forerunner
GPS teknolojilerinin en önemli üreticilerinden Garmin, 2003 yılında Garmin Forerunner adında yepyeni bir ürün piyasaya çıkardı. Bu saat gerçek anlamda fitness odaklı ilk üründü. Sadece iki pil ile çalışan ürün, kullanıcılarına katettikleri yolu, hızlarını ve yaktıkları kaloriyi 14 saat boyunca kesintisiz verebiliyordu.
Samsung S9110
Samsung, 2009 yılında S9110 modeli ile gerçek akıllı saat efsanesini başlatan marka oldu. Mikro-SİM kart takılabilen saat, küçük bir dokunmatik erkana sahipti ve telefon görüşmesi yapmaya izin veriyordu. Aynı zamanda ekranda yer alan küçük bir klavye sayesinde SMS ve elektronik posta gönderip, alabiliyor ve bluetooth bağlantısıylada müzik çalabiliyordu.
Bugünkü tanımıyla gerçek bir akıllı saatin ilk örneği S9110 olmuştu.
Pebble
2013 yılına geldiğimizde Pebble isimli şirket, kitle fonlama projesi açarak yeni bir akıllı saat ortaya çıkarmak için bağışçılarından para toplamaya başladı. Bir saatten az bir sürede 1 Milyondan fazla kullanıcı bu ürün için bağışta bulundu. Bu büyük başarının ardından Pebble, gerçekten de devrimsel bir akıllı saat piyasaya çıkarmayı başardı. Üzerinde 100 den fazla uygulamanın çalıştığı, pil ömrü 10 güne kadar dayanan ve akıllı telefonlarla iletişim kurarak – eş zamanlı çalışabilen bir ürün olarak kullanıcılarının beğenisini kazandı. Pebble, günümüzde hala akıllı saat konusunda yeni teknolojiler ve modeller geliştirmeye devam ediyor.
Samsung Gear S.
2014 yılına geldiğimizde Samsung Gear S. modeliyle bir fark yaratmak istedi. Firmanın iddiası Gear S. akıllı saatlerini kullananların bir akıllı telefona ihtiyaç duymadan bu ürünü kullanabilecekleri yönünde idi. Samsung’un asıl amacı bu ürünü kullananların akıllı telefonu olmasa bile dünya ile bağlantılarının kesilmemesini sağlamaktı. Bunun içinde Samsung GALAXY Apps altyapısını kullandı. Birçok farklı renkte üretilen ürün, aynı zamanda bir moda aksesuarı olarak da anıldı.
Apple Watch ve Fitbit
2015 yılı iki büyük ürünün piyasaya çıkış tarihi oldu. Bunlardan ilki uzun zamandır beklenen Apple Watch diğeri ise Fitbit idi. Yıllarca süren dedikoduların ardından Apple, kendinden beklenebilecek en iyi saat formuyla piyasaya merhaba dedi. İşlemlerinizi kolayca yapabileceğiniz büyük ve çevrilebilir bir büyüme, bildirimleri kolayca hissedebileceğiniz özel titreşim sistemi ile kullanıcılarının memnuniyetini kazandı.
Fitbit ise fitness konusunu eksenine alarak en gelişmiş ürüne imza attı. Fitbit, tüm aktivitelerin verisini tutup analiz etmenin yanı sıra, uyku kalitesini ve döngüsünüde kullanıcılarına sundu.
2016 yılına geldiğimizde Apple Watch Series2 ile yeni bir çıkış yapsa da, akıllı saat pazarı yeni ve büyük girişimcisini arıyor. Bugünkü geliştirmelerin üzerine daha fazla ne eklenebilir bilinmez. Ancak bundan sonraki heyecan verici hamleyi tarih bize gösterecektir. Tüm bu uçuk özellikler bir yana, belkide akıllı bir saatten en büyük beklentimiz “saat – dakika ve saniyeyi” daha havalı göstermesi olabilir. VR teknolojisinin akıllı saatlerde kullanıldığını düşünmek bir hayal değil. Bekleyip görelim 🙂
Fayda görmeniz dileğiyle…
