Dunkirk filmi, ilk sahnesinden son sahnesine dek algımızın sınırlarını zorluyor ve üzerinde uzun uzun konuşulmayı hak ediyor.

Nolan’ın imzasını hemen her sahnede hissettiğimiz filmle ilgili merak edilenler ve yorumum yazımda sizi bekliyor.

Dunkirk Filmi

3 ayrı hikayeyi, kusursuz bir kurguyla izlediğimiz film; karada, denizde, havada ve farklı uzunlukta zaman dilimlerini harika bir kurguda sunuyor.

CGI kullanılmadan çekilen etkileyici sahneler, savaşın bildik kahramanlık sahnelerinden uzaklaştırarak tam bir hayatta kalma mücadelesini gözler önüne seriyor.

Dunkirk Nedir?

Dunkirk, bilinen en büyük askeri tahliye ve toplam 9 gün sürüyor.

Dunkirk, Fransa’nın Manş kıyısında bir bölge. Tahliye 26 Mayıs – 4 Haziran 1940 tarihlerinde gerçekleşiyor ve dinamo operasyonu olarak da biliniyor. Tahliye esnasında 400.000 asker uçsuz bucaksız deniz ve çarpışmaların arasında sıkışıyor,

İngiliz donanması, İngiltere’den gelen irili ufaklı 1000’e yakın teknenin de desteği ile  338.226 kişiden oluşan İngiliz, Fransız ve Belçika askerini bu bölgeden sağ kurtararak İngiltere’ye ulaştırıyor. Yaklaşık 70.000 asker bu bölgede kayıp, ölü ya da esir olarak kayda geçmiş.

İngilizleri ve Fransızları böyle bir bozguna uğratan isim ise o dönemin en iyi komutan ve stratejistlerinden General Heinz Guderian. Ancak filmde Naziler yok, sadece düşman olarak adlandırılıyorlar ve görünmüyorlar. Dolayısıyla film Dunkirk tahliyesini değil, burada geçirilen belirli bir zaman dilimini ve askerlerin kurtarılışını odağına alıyor.

 

Dunkirk Filmi Konusu

Dunkirk, 3 ayrı hikayenin kurgusu ile ilerliyor demiştim.

Filmimiz beş genç askerin temkinli şekilde bir mahalle arasında dolaşmasıyla başlıyor. Üzerinden mermiler yağan askerlerden sadece biri kurtuluyor ve Fransız mevzilerine ulaşmayı başarıyor. Fransız askerlerinin Tommy isimli bu gence bakışlarındaki “korkak” ifadesi o sırada belleklerimize kazınıyor. Filmimizin ana karakterlerinden biri olan Tommy’nin (Fionn Whitehead) film süresince tahmini olarak Dunkirk’te geçirdiği 1 haftaya şahitlik ediyoruz.

Diğer bir hikaye ise, hükümetin tahliye kararı sonrası tüm tekne sahiplerini Dunkirk’e çağırması ile gelişiyor. Küçük bir teknesi olan Mr. Dawson’ın (Mark Rylance), oğlu Peter (Tom Glynn-Carney) ve 17 yaşında bir genç olan George’u (Barry Keoghan) da yanına alarak Dunkirk’e yol almasını anlatıyor. Filmin bu kısmı Mr. Dawson’ın bir gününü anlatıyor.

Son hikaye ise havada geçiyor. Spitfire pilotları Farrier (Tom Hardy) ve Collins’in (Jack Lowden) yaklaşık bir saatlerine ortak oluyoruz.

Film, bu üç öyküyü iç içe geçmiş bir şekilde başarılı bir kurguyla anlatıyor.

Dunkirk Filmi Oyuncuları

Christopher Nolan’ın yazıp yönettiği film çok ince tasarlanmış ve zaman zaman izlerken düşünmeye zorlayan bir kurguyla örülmüş. Başından sonuna dek ilginizi canlı tutan bir anlatım bu. Savaşın cehenneme dönen atmosferini, kahramanlıkların arkasına sığınmadan ve karakterleri derinleştirmeden aktarıyor. Filmde bir senaryo neredeyse yok, görüntüler sözlerin yerine geçiyor. Sunulan atmosfer ise kusursuz, adeta savaşın içinde hissediyorsunuz. Sesler, görüntüler, insanların psikolojisi, zaman zaman vurucu olan müzik… izlediklerinizi belleğinize kazıyor.

Filmin oyuncu kadrosunda Fionn Whitehead, Damien Bonnard, Aneurin Barnard, James Bloor, Barry Keoghan, Jack Lowden, Mark Rylance, Kenneth Branagh, Cillian Murphy, Tom Hardy ve Jack Lowde bulunuyor. Kenneth Branagh, Mark Rylance ve Fionn Whitehead oyunculukları ile öne çıkan isimler. Micahel Cain ise Spitfire pilotlarının liderini seslendiriyor.

Dunkirk, kuşkusuz Nolan’ın en iyi filmlerinden biri. CGI’a sığınmadan, izleyicilere bambaşka bir film izletiyor. Film ne bir belgesel ne de herkesin sevebileceği bir tatta. Ne senaryosu, ne karakter derinliği ne de (en nihayetinde finali belli) sürprizi var. Filmin zirve noktası ise umulduğu gibi finali de değil.

Ben Dunkirk filminin yılın en iyi yapımlarından biri olduğunu düşünüyorum. Mutlaka ses sistemi de iyi olan bir salonda izlemenizi öneriyorum.

Son olarak Nolan’ın Dunkirk gibi çokta uzak olmayan ve “en büyük” olarak tarihe geçmiş bu tahliyeye merakı artırmış olması takdire şayan. Benzer hikayelerden ve kurgulardan artık çok sıkıldık. Tahliyeyi müttefikini yalnız bırakan İngiliz’lerin tarafından izliyoruz. Savunma hattını korumaya çalışan Fransızlar ve bulunduğu bölgeyi harabeye çeviren Alman tankları ve birlikleri ayrıca merak konusu. Bu 9 gün boyunca Fransa ve Almanya tarafında nelerin yaşandığı aktarılabilse şahane bir üçleme olabilirdi. Belki Nolan sesimizi duyar ve bizi sinemaya doyurur, kim bilir ????

Finali Churchill’in tarihe geçmiş sözüyle tamamlayalım.

“Bu kurtuluşu zafer olarak saptamamak için çok dikkatli olmalıyız. Savaşlar tahliyelerle kazanılmaz.“

.

Şimdiden hepinize iyi seyirler dilerim.

Dunkirk Filmi Fragmanı

Dunkirk Filmi IMDB