Sessiz Bir Yer: Birinci Gün Filmi (A Quiet Place: Day One) bugün vizyonda. Basın gösterim ile izlediğim, serinin üçüncü filmini sizin için yorumladım.
Sessiz Bir Yer: Birinci Gün Filmi
Sessiz Bir Yer: Birinci Gün’de New York Şehri’ni ses duyarak avlanan ve acımasızca öldüren ölümcül, bilinmeyen bir düşman sarmış durumda. Popüler serinin üçüncü filmi geçmişte yaşanan olayları anlatıyor ve Abbott ailesinin kırsaldaki evinden ayrılıp göktaşlarının gökyüzünden düştüğü ve insanların bir daha görülmemek üzere vahşi canavarlar tarafından kaçırılmaya başladığı günü konu alıyor.
Oscar ödüllü Lupita Nyong’o’nun oynadığı Samira doğduğu şehre döndüğünde tek isteği en sevdiği pizzacıdan bir dilim pizza yemek. Bunun yerine dünyadaki son günü olabilecek bir kâbusta kendini kapana kısılmış buluyor. Bir yabancı olan Eric (Joseph Quinn) ve kedisi Frodo ile yanan binaların, su basmış metroların ve ezilmiş arabaların yanından geçip tehlikenin her köşede kol gezdiği yeni, sessiz bir dünyada yola çıkıyorlar.
Sessiz Bir Yer: Birinci Gün Filmi Oyuncuları
Michael Sarnoski (Pig) tarafından yönetilen ve beyazperdeye uyarlanan Sessiz Bir Yer: Birinci Gün (A Quiet Place: Day One), bir gerilim filmi. Aksiyon sahneleriyle gişe rekorları kıran serinin mirasını şereflendiriyor ve seyirciye dünyanın sessizleştiği günde neler olduğunu anlatıyor.
Paramount Pictures’ın Michael Bay’in katkılarıyla sunduğu ve bir Platinum Dunes / Sunday Night prodüksiyonu olan Sessiz Bir Yer: Birinci Gün Filmi, John Krasinski ve Michael Sarnoski’nin yazdığı hikâyedeki Bryan Woods & Scott Beck karakterlerine dayanıyor ve Michael Sarnoski tarafından hem yönetildi hem de sinemaya uyarlandı. Başrol oyuncuları Lupita Nyong’o, Joseph Quinn, Alex Wolff ve Djimon Hounsou. Yapımcılar ise Michael Bay, Andrew Form, P.G.A., Brad Fuller ve John Krasinski. Uygulayıcı yapımcılar Allyson Seeger ve Vicki Dee Rock.
Sessiz Bir Yer: Birinci Gün Filmi Yorumu
Sessiz Bir Yer: Birinci Gün filmi, sesle avlanan uzaylıların Dünya’ya ilk geldikleri günü ve özellikle New York City’deki kaosu ele alıyor. Hikâye, Sam (Lupita Nyong’o) ve Eric (Joseph Quinn) adlı iki yabancının hayatta kalmak için bir araya gelmesini konu alıyor. Önceki filmlerden farklı olarak, bu filmde bir aile yerine, birbirini tanımayan kişilerin yaşadığı deneyimler anlatılıyor. Bu, seriye yeni bir dinamik kazandırıyor.
Lupita Nyong’o ve Joseph Quinn’in performansları ve uyumları tam puan alıyor. Nyong’o’nun Sam karakterini güçlü ve güvenilir biri olarak canlandırması, filme derinlik katıyor. Quinn’in Eric rolündeki adaptasyonu ve etkili varlığı, filmin duygusal ve dramatik geriliminin merkezinde yer alıyor. İki oyuncunun ekran kimyası ve karakter gelişimi, filmin duygusal çekirdeğini oluşturuyor. Filmin diğer önemli oyuncusu Frodo’yu da atlamamak lazım. “Sessiz Bir Yer: Birinci Gün” filminde kedi karakteri, Sam ve Eric’in hayatta kalma mücadelesinde kritik bir rol oynuyor ve izleyicilere duygusal bir derinlik katıyor. Frodo, bu kaos ortamında Sam’in yanında yer alarak onun hayatta kalma mücadelesinde önemli bir rol oynuyor. Kedinin varlığı, karakterlerin duygusal ve psikolojik yolculuklarına katkıda bulunuyor, özellikle sessizlik içinde yaşamanın zorluklarını ve Sam’in içsel dünyasını daha iyi anlamamıza yardımcı oluyor.
Bir dip not: Lupita Nyong’o, gerçek hayatta kedilerden korktuğunu açıkladı. Bu yüzden rolüne hazırlanmak için “kedi terapisi” aldığını söyledi. Nyong’o, başlangıçta yönetmen Michael Sarnoski’ye ekrandaki hayvanın değiştirilmesini önerse de, yönetmen bu fikri reddetti. Sonunda, sette kedilerle çalışarak korkusunu yendi ve hatta daha sonra bir kedi sahiplendi. Sette iki farklı kedi kullanıldı: Schnitzel ve Nico. Schnitzel, özellikle su sahnelerinde rol alırken, Nico daha uzun hareketlerde yer aldı. Bu, kedilerin farklı sahnelerde en iyi performansı sergilemelerini sağladı. Nyong’o, bu kedilerle çalışırken onların nasıl rahatladığını gözlemleyerek kendi rolü için ilham aldığını da belirtti.
Ses, “Sessiz Bir Yer: Birinci Gün” filminde önemli bir rol oynuyor. Titiz ses tasarımı, izleyicileri en ufak bir sesin ölümcül olabileceği sessiz bir dünyaya çekiyor. Bu, filmin gerilimini ve karakterlerin deneyimlerini derinleştiriyor.
Canavarların tasviri, serinin önemli bir parçası olmaya devam ediyor. Sarnoski’nin filmi, ILM’nin uzmanlığıyla yaratılan korkutucu ve gerçekçi CGI yaratıklardan faydalanıyor. Yönetmen, setlerde canavarların gerçekçi hissettirilmesi için ses efektleri ve pratik ipuçları kullanarak oyuncuların performanslarını artırmayı amaçladı. Canavarların gizemini koruma ve onları yeterince gösterme dengesi, gerilimi sürdürmek için bilinçli bir tercih oldu.
“Sessiz Bir Yer: Birinci Gün (A Quiet Place: Day One)” serinin yeni karakterler ve perspektiflerle genişlemiş, duygusal ve etkileyici bir bölümü olarak öne çıkıyor. Bu defa duygu yoğunluğunu daha fazla hissediyoruz. Her ne kadar akış dram yüklü olsa da, bu durum izleyiciyi boğmuyor. Arka planda gerilimin dozu neredeyse hiç düşmüyor ve filmin sonuna kadar izleyiciyi koltuğuna mıhlıyor. Seri hepimizin beklediği gerilim unsurlarını korurken, evreni genişletme becerisiyle öne çıkıyor. Filmle ilgili tek eleştirim, istilacılar hakkında daha fazla bilgi vermemesi ile ilgili. Sanıyorum serinin dördüncü filmine bu konuya odaklanacak ve merak ettiğimiz, aklımızda soru işareti olan bu alana ışık tutacaklar.
Sonuç olarak, “Sessiz Bir Yer: Birinci Gün” filmini seriden bağımsız olarak da izlemenin büyük keyif vereceğini düşünüyorum. Filmin özü olan sesi daha iyi duymak ve daha iyi bir izlenim için imkânınız varsa IMAX versiyonunu tercih etmenizi öneririm.
Sessiz Bir Yer (A Quite Place) Serisinde Daha Önce Neler Oldu?
Sessiz Bir Yer (2018) Konusu: Serinin ilk filmi, Lee (John Krasinski) ve Evelyn Abbott (Emily Blunt) ile çocukları Regan (Millicent Simmonds) ve Marcus (Noah Jupe) çevresinde dönüyordu. Aile, dünya genelinde çoğunluğu yok eden sesle avlanan uzaylılardan saklanarak hayatta kalmaya çalışıyordu. Abbott ailesi, tamamen sessiz bir yaşam tarzı benimsemiş ve iletişim için işaret dili kullanıyordu. Film boyunca aile, çeşitli zorluklarla ve kayıplarla başa çıkarken, en büyük tehdit her zaman sessizlikten sapma korkusuydu. Regan’ın işitme cihazı ve ailenin zekası, uzaylılara karşı bir avantaj sağlıyordu. Film, Evelyn’in yeni doğan bebeğiyle birlikte çiftlikteki güvenliğe ulaşmaya çalışmasıyla doruk noktasına ulaşıyordu.
Sessiz Bir Yer 2 (2020) Konusu: İkinci film, ilk filmin kaldığı yerden devam ediyordu. Evelyn, bebek ve çocuklarıyla birlikte yeni bir yaşam alanı arayışına giriyordu. Bu arayış, onları hayatta kalan başka insanlarla karşılaştırıyor ve hayatta kalmanın yeni yollarını keşfetmelerini sağlıyordu. Emmett (Cillian Murphy) adında yeni bir karakter, aileye yardım ediyordu. Regan, işitme cihazının yaratıklara karşı nasıl kullanılabileceğini keşfediyor ve bu bilgiyi diğerlerine yaymaya çalışıyordu. Film boyunca, yaratıkların zayıf noktaları keşfediliyor ve bu, insanlığın hayatta kalma mücadelesinde önemli bir adım oluyordu.
Sessiz Bir Yer: Birinci Gün (2024): Serinin üçüncü filmi olan “Sessiz Bir Yer: Birinci Gün”, ilk yaratıkların Dünya’ya geldiği günü ve özellikle New York City’deki kaosu ele alıyor. Sam (Lupita Nyong’o) ve Eric (Joseph Quinn) adlı iki yabancı, bu kaos ortamında hayatta kalmaya çalışırken, izleyicilere yaratıkların saldırısının ilk anlarını ve insanların nasıl tepki verdiğini gösteriyor. Bu film, serinin önceki filmlerinde keşfedilen temaları ve gerilim unsurlarını genişleterek, izleyicilere yeni bir perspektif sunuyor.
Serinin bu yeni filmi, önceki filmlerde kurulan gerilim ve korku atmosferini devam ettiriyor ve evreni genişleterek izleyicilere daha fazla bilgi ve arka plan sunuyor. Sam ve Eric’in hayatta kalma mücadelesi, yeni karakterler ve yeni zorluklar ekleyerek seriye taze bir dinamik kazandırıyor.
Serinin Devamında Neler Olabilir?: İlk iki filmde yaşanan olaylar ve üçüncü filmde yaratıkların ilk gelişiyle ilgili keşifler, serinin gelecekteki filmleri için de zemin hazırlıyor. Dördüncü filmde istilacı yaratıkların kökenleri ve daha geniş çaplı etkileri üzerine daha fazla bilgi edinmeyi bekleyebiliriz
Şimdiden hepinize iyi seyirler dilerim.
Sessiz Bir Yer: Birinci Gün Filmi Fragmanı
Sessiz Bir Yer: Birinci Gün Filmi Afişi
Sessiz Bir Yer: Birinci Gün Filmi Prodüksiyon Notları
Sessiz Bir Yer: Birinci Gün filminin yaratım süreci ve arka planı oldukça etkileyici. Daha fazla okuma yapmak isteyenler için prodüksiyon notlarını aşağıda özetliyorum.
Filmin Başlangıcı John Krasinski’nin yönettiği ilk film, seyircileri vahşi uzaylıların avlandığı sessiz ve ölümcül bir dünyaya götürmüştü. Krasinski’nin yazıp yönettiği devam filmi, dünya çapında 600 milyon dolar hasılat yaparak büyük başarı elde etti. Emily Blunt, ilk filmle SAG Ödülleri’nde En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu ödülünü kazandı.
Yaratıcı Süreç Yapımcı Andrew Form, orijinal senaryoyu ilk okuduğunda bunun harika ve orijinal bir konsept olduğunu düşündü. Krasinski’nin karakterlere öncelik veren hikâye anlatımı ile bu seriyi piyasaya süren fenomenin kusursuz formülü hayata geçti. Krasinski ve yapımcı Michael Bay, “13 Hours: The Secret Soldiers of Benghazi” filminde birlikte çalışırken birbirlerini tanıdılar ve “Sessiz Bir Yer” için fikirler ortaya atılmaya başlandı. Bay, “John ile çalışmaktan çok keyif aldım,” diyor.
Yeni Film ve Karakterler Yeni film, seyircilerin aklındaki soruları yanıtlamak üzere tasarlandı: Bu canavarlar ne ve nereden geldiler? Neden Dünya’ya geldiler? Onları yenebilir miyiz? Krasinski, “Dünyanın geri kalanının bu krizle nasıl başa çıktığını öğrenmenin vakti gelmişti,” diyor. Yeni film, sıradan bir Manhattan gününün gezegenler arası yaratıkların dünyaya gelişiyle küresel bir felakete dönüşmesini anlatıyor. Krasinski, “Herkesin bildiği bir şehri alıp olağanüstü bir duruma sokmak istedim,” diye açıklıyor.
Yönetmen Michael Sarnoski Michael Sarnoski, Krasinski’nin yerine geçti ve “Pig” adlı filmle tanınmıştı. Sarnoski, “Sessiz Bir Yer: Birinci Gün” için etkileyici bir hikâye yazdı. “John, bu konsepti aldı ve yükseklere taşıdı,” diyor. Sarnoski, filmdeki karakterlerin korkutucu olaylar geliştiği sırada hayatta kalmak için sessizliğin kurallarına adapte olmaktan başka seçenekleri olmadığını belirtiyor.
Oyuncular ve Karakterler Lupita Nyong’o, başrol Samira karakterini canlandırıyor. Samira, çocukluğundan hatırladığı bir dilim pizzayı yemek için New York’a gelen bir şairdir. Nyong’o, “Yeni hikâye de diğerleri gibi karakter odaklı ve korkutucu canavarlar var,” diyor. Eric karakterini oynayan Joseph Quinn, karakterin hayatındaki en kötü gününde ölümle burun buruna geliyor ve Samira ile birlikte hayatta kalmaya çalışıyorlar.
Prodüksiyon ve Set Tasarımı Manhattan, Londra’daki bir stüdyoda yeniden yaratıldı. Prodüksiyon tasarımcısı Simon Bowles, detaylı bir şekilde şehri yeniden inşa etti. Fotoğraf yönetmeni Pat Scola, canavarların tehdidini vurgulamak için sinema fotoğrafçılığını kullandı. Scola, “Görmediğiniz şeyler bazen gördüğünüz şeylerden daha korkutucu olabilir,” diyor.