Bu yıl 20. defa düzenlenen “Türkiye’de İnternet Konferansı” inet-tr’15 kapsamında gerçekleştirilen Blog Yazarları Çalıştayı için, 3 Aralık Perşembe akşamı İstanbul Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezi’nde bir araya geldik.
Blog yazarları çalıştayının konu başlıkları, katılan blog yazarları, konuşulanlar ve merak edilenler yazımda sizi bekliyor.
Blog Çalıştayı Nedir?
Gelişen İnternet teknolojisi, mobil teknoloji, yeni medya ve sosyal ağlar karşısında blog tanımının yeniden yapılmaya çalışılacağı çalıştay; blog yazarlığının sorunları, blogların daha etkin hale gelmesi üzerine deneyim ve fikirlerin paylaşılmasını hedefliyor.
Blog Çalıştayında konuşulan konular;
- Blogdan amaç nedir?
- Blog yazarlığının nitelikli bir çerçeveye oturulması.
- Blogların sorunları.
- Sosyal ağlar Bloglar için tehdit mi? Avantaj mı?
- Blogların hukuki zorunlulukları.
- Blog yazmaya başlayacaklara tavsiyeler.
- Blog kişisel midir, kurumsal mı?
- Blogların Markalaşması.
- Blog okuyucusunu arttırmanın yolları.
- Bloglar dünya siyasetinde nasıl etkili oluyor.
- Türkiye’deki İnternet trendinde blogların yeri.
Blog Çalıştayına Kimler Katıldı?
Çalıştayın organizasyonunu Evren Soyuçok gerçekleştirdi ve bizi bir araya getirdi. Sayın Alp Bolat’ın moderatörlüğünde gerçekleşen çalıştaya; Ömer Enis Şen, Kemal Kaya, Aycan Doğanlar, Evren Soyuçok ile birlikte bendeniz, deneyim ve fikirlerimizle katkı sağlamaya çalıştık.
Çalıştaya katılım beklenenden azdı ancak gelenlerin ilgisi yoğundu, düşünceleri ve soruları ile fark yarattılar. Organizasyon en başında daha kalabalık bir grubun katılımı üzerine planlanmıştı. Çalıştayın tanıtımı konusunda önemli bir rol üstlenen ve kişisel nedenleri sebebiyle katılamayan Safa Paksu‘nun aramızda olamaması beni üzdü.
Blog Çalıştayında Konuşulanlar
Çalıştaya katılan blog yazarı arkadaşlarım fikir ve düşüncelerini bloglarında da paylaştılar. Yazımın en altında bu paylaşımlara yer vereceğim. Konu başlıklarına istinaden fikirlerimi ise aşağıda sizlerle paylaşıyorum. Biliyorsunuz iletişim kurduğum herkese paydaş diyor ve takipçi kavramına inanmıyorum. Bu sebeple konu başlıkları ile ilgili fikirlerinizi yorum olarak paylaşırsanız sevinirim. Benim mottom “Bilgi paylaşıldıkça değer kazanır.” Sizin fikir ve yorumlarınız benim için çok değerli. İnsanların uzmanlık alanlarıyla ilgili içerik de paylaştığı bir blog dünyası hayal ediyorum. Hepimizin birbirimizden öğreneceği çok şey var ve kendi dilimizde içerik bulmak her geçen gün zorlaşıyor. Blog yazarları motivasyonunu çabuk kaybediyor ve trend başlıkları üzerinden ilerliyorlar. Nitelikli içerik bulmak kolay değil, oysa bu içeriği oluşturacak kişiler yine bizleriz.
Blogdan Amaç Nedir?
Kişisel bloglar yazarın düşüncelerini yaşadıklarını deneyimlerini yaptıklarını ve gündeme dair konuları kendi tarzıyla paylaştıkları ortamlar olarak anılır. Blogger’lar dünyalarını, bakış açılarını, yaşam tarzlarını, bilgi birikimlerini ve deneyimlerini blogları üzerinden insanlarla paylaşarak çoğalırlar. Her blog bazen aynı konuda yazılmış olsa bile, yazım tarzı açısından birbirinden farklı tatlar sunar. Blogumda paylaşım yapmamın sebebi “bilgi ve deneyimlerimi paylaşmak” üzerine. Bu anlamda dersliğimin sınırlarını ortadan kaldırdığımı ve alanımla ilgili okuyana fayda gözetmeye odaklandığımı söylemek isterim. Bloglar üzerinden gelir elde edilmesine karşı değilim ancak bu samimi bir çerçevede ve fayda gözetecek şekilde kurgulanmalı.
Özetle; “Akademik geçmişiniz ve tecrübelerinizle içeriğinizi harmanlamak, paylaşımlarınıza da değer katar. Bilmediğiniz, anlamadığınız bir konuda yazmak zamanla sizi bıktırır ve bir sonraki yazınız için cesaretinizi kırar. Bloglamaya bilgi sahibi olduğunuz konulara dair yazılarla başlayın ve herkesin ilgisini çekecek konuları öne çıkarın. İnterneti bilgi çöplüğüne çevirenlerden olmayın.”
Blogların Sorunları
SEO odaklı içerik oluşturma çabası / zorunluluğu
Bu konuda SEO’nun bir gereklilik olduğunu ve mümkünse bir profesyonelden destek alınmasını öneriyorum. Bu konuda detaylı bir yazı yazmıştım. Buraya tıklayarak yazımı okuyabilirsiniz.
Özgün içerik, Kaliteli yazı sorunu.
Özgün içerik olmazsa olmazlarımızın başında geliyor. Yabancı dilde birebir çeviri içeriklerine çok sık rastlıyoruz. Oysa özgün içerik çok değerli ve yazdıklarınızı eşsiz kılıyor. Kopya içerik ile baş etmek hem hukuki hem de kişisel olarak zor. Hakkınızı aramaya çalışırken zorlanıyorsunuz. İçerik hırsızlığı bir suçtur, bu konuda neler yapabileceğinize ve alabileceğiniz önlemlere dair yazdığım yazıyı buraya tıklayarak okuyabilirsiniz.
İçeriğin tasarıma feda edilmesi.
Bu konuyu sanırım çalıştayda es geçtik veya benim dikkatim dağıldı. Kişisel fikrim; tasarım içeriğinizi ortaya koymanız açısından fayda sağlar ve elbette gereklidir. Okuyucularınızın ilk karşılaştığı blogunuzun görüntüsüdür ama okunabilmek için içeriğinizin okuyucuyu cezbetmesi gerekir. Hazır temalar artık çok fonksiyonel ve biz blog yazarlarına eşsiz olanaklar sunuyor. Bununla ilgili tavsiyelerde bulunduğum tema yazımı buraya tıklayarak okuyabilirsiniz.
Sosyal ağları bloglarına tercih eden blog yazarları sorunu.
Bu bir tercih meselesi ve insanlar trendlere göre tercihini belirliyor. Sosyal mecraları gelir modeline dönüştüren çok fazla kişi var. Kişisel olarak ana hareketlilik alanım ve önemsediğim blogum. Zamanımın çoğunu blog içeriğime ayırıyorum ve sık sık analiz ediyorum. Paylaştığım içeriğimin sosyal mecralarda ilgi görüp, görmemesi beni endişelendirmiyor ama az okunan bir yazı olduğunda neler yapabileceğimin üzerine gidiyorum. Blogunuzu nasıl analiz edeceğinizi bilmiyorsanız buraya tıklayarak bilgi alabilirsiniz.
Türkiye’de blog yazarlığının meslek olarak görülmesi. Blog yazarlığı meslek midir?
Hepimizin bir mesleği var. Blog yazarlığı ise bir gelişim süreci içerisinde ve ben zamanla bunun bir meslek haline gelebileceğine inanıyorum. İçerik önemini koruduğu sürecek blogların da önemi ve yükselişi sürecek. Çevremizde yaptığı meslekten ayrılıp blog yazarlığı üzerinden ilerleyen kişileri sıkça görüyoruz. Çok uzak olmayan bir zaman diliminde blog yazarlığının bir meslek olarak anılacağını düşünüyorum.
Sosyal ağlar Bloglar için tehdit mi? Avantaj mı?
Sosyal ağlar bloglar için itici bir güç sağlıyor. Doğru şekilde, doğru zamanda ve doğru yerde paylaşılan içerik ilk okuma açısından bir tetikleme etkisi sağlıyor ki bence bu çok değerli. Öte yandan sosyal mecralarda çok vakit harcıyoruz, tümünün hızına ve temposuna yetişmek neredeyse mümkün değil. Ben blog içeriğime odaklanıyor ve zamanımın çoğunu buna harcıyorum. Sosyal ağlar açısından en çok twitter ve Google +’ı faydalı buluyorum. Google + aramalarda blog içeriğinizi öne çıkarıyor. Twitter ise bağlantı paylaşımı ve doğru analiz konusunda eşsiz bir platform. Facebook’u ise ticari buluyorum ve daha fazla kişiye ulaşmak için bütçeli reklam vermiyorum. Instagram ise marka bilinirliği konusunda faydalı bir platform ancak ölçümleme – analiz konusunda çok eksikleri var.
Blog yazmaya başlayacaklara tavsiyeler.
Burada bloglar için olmazsa olmazlar konusuna değindik. Fikirlerimi toparlayıcı olarak ana başlıklar halinde anlattım. Aşağıda ise detayları ile birlikte paylaşıyorum…
1) Konunuzu Belirleyin
Bloglamaya başlamadan önce konu seçiminiz önemli. Mesleki mi, hobilerinize yönelik mi, yoksa tümünü içeren kişisel paylaşımlar mı yapmak istiyorsunuz! İlk önce buna karar vermelisiniz. En çok okunan bloglar genellikle belli bir alanda tutulmaya başlayan bloglardır ve hızlı ilerlemek için idealdir.
2) Sıkı Takibe Başlayın
Yazmaya karar verdiğiniz alanda öncü blogları izleme listenize alın. Ne paylaşıyorlar, nasıl paylaşıyorlar ve sosyal medyada paylaşımlarını nasıl yayıyorlar. Her blogun öne çıkacağı, fayda bulacağı sosyal medya ortamı farklıdır. Zamanla özgün bir stil oluşturabilirsiniz, mutlaka bir farkınız olsun. Bu konuda kurumsal blogları takip etmenizi de tavsiye ederim. Kurumsal bloglar öncü yazarları bünyesine dahil eder ve sizi “acaba hangi blogları takip etmeliyim” vakit kaybından da kurtarır.
3) Takibe ek RSS
İzlemeye aldığınız blogları en kolay ve pratik olarak RSS ile takip edebilirsiniz. Böylece her seferinde bloglara giriş yapmak yerine, günlük – haftalık – aylık yayın akışlarını eş zamanlı olarak görebilirsiniz. Bu konuda seçeneğiniz çok ama ben bir süredir ücretsiz hizmet veren digg’i kullanıyorum (http://digg.com/reader). Üye olduktan sonra tek yapmanız gereken takip edeceğiniz blogları buraya eklemek ve belirli aralıklarla giriş yaparak, güncel yazıları ekranınızdan izlemek.
Gözlem süreciniz uzun sürebilir sakın sıkılmayın, sabırlı olun ve hazır olduğunuza inandığınızda bir sonraki aşamaya geçin.
Bloglamaya,
- Topluma faydası olacak yazılarla başlayın – herkesin ilgi çekeceği konuları öne çıkarın. Örneğin; Bazen bir sergi sizin keşfinizle birlikte daha çok ziyaret edilir ve bunun verdiği manevi mutluluk size yeter ve motive eder.
- Diğer bloglarla ilişkilerinizi sağlam tutun, blogroll alanınızda yer vereceğiniz kişileri belirleyin.
- Eleştirilere açık olun, fikirlerinizde de kararlı… ama esneklik payınızda daima olmalı.
- Yazılarınızda her algı grubuna (Görsel – işitsel – dokunsal) hitap edin. Kullanacağınız görsellerin ilgi çekmesi, kopya olmaması ve yazınızla ilgili olması çok önemlidir.
- Beğendiğiniz blog yazılarına mutlaka yorum bırakın, üşenmeyin. Bir blog yazarının ilgisini çekmek ve blogunuzun tıklanmasını sağlamak için bu doğru bir yöntemdir.
- Yazılarınızda kullandığınız dil samimi ve size özel olmalı, aynı zamanda dil bilgisi kurallarına da uymalı. Özenli olun, yazınızı paylaşmadan önce yüksek sesle okuyup – öyle yayınlayın.
- SEO konusu önemli. Google’ın aramalarında doğru şekilde yer almak istiyorsanız, içeriğinizin özgün ve yazı başlığınızla uyumlu olması gerekir. Bunun için önce konunuzla ilgili araştırma yapacak kişileri düşünün ve yazınızı buna göre kurgulayın, gerisini zaten Google halleder.
- Blogunuzda destek vereceğiniz bir sosyal sorumluluk projesine mutlaka yer verin. Siz okundukça onlar da okunur ve paylaşımlarınız daha özel ve anlamlı olur.
- Blogunuzla ilgili sosyal paylaşımlarınızda #hashtag kullanmayı ihmal etmeyin. Bu hem ilgili insanlara daha kolay ulaşmanızı sağlar hem de blogunuzun daha fazla tıklanmasına sebep olur.
- Son olarak etiketlerinize ve kategorilerinize karar verin. Bunları kalabalık sunmayın. Örneğin; film, futbol, otomobil, kitap gibi ana etiketlerinizi belirleyin – bu konu ileride çok işinize yarayacak ve yazılarınızı birbirine bağlayarak, web sitenizde daha uzun süre vakit geçirilmesine sebep olacak.
· Yazılarınız ne çok uzun ne de çok kısa olsun. Bu konuda “Başarılı olmak istiyorsan kısa kes!” başlığıyla bir yazı yazmıştım.
Yazıma göz atmanızı öneririm.
Evrensel bir gerçeklik olarak alan adınız 9 karakteri geçmemeli. Bu alan adı hem kolay hatırlanabilir hem de yazdıklarınızla ilişkilendirilebilir olmalı. Boşta alan adı bulmak kolay değil biliyorum ama siz yine de yılmayın, deneyin.
Yazılarınız okunmadığında da umutsuzluğa düşmeyin. Yardım alacağınıza inandığınız tecrübeli bir blog yazarını kendinize mentor olarak belirleyin ve danışın.
Blog kişisel midir, kurumsal mı?
Bloglar kişiseldir ancak kurumsal blogları çok önemsiyor ve sayılarının artmasını istiyorum. Turkcell Blog için yazdığım yazılar benim için çok değerli. Burada daha fazla kişiye ulaşabiliyor, alanında uzman kişileri tanıma fırsatına erişiyorum. Çoklu yazardan oluşan ve alanı ile ilgili önemli bir değer sunan her kurumsal blog yarınlar için ışık tutuyor ve bizleri bir araya getiriyor. Bu konuda çalıştayda sponsor kavramı üzerine gidildi. Halbuki kurumsal bloglar salt bir kazanç kapısı olarak görülmemeli, ortaya konan toplumsal faydası da düşünülmeli. Sanırım bu kavramsal açıdan bir karışıklığa sebep oluyor.
Blogların Markalaşması
Blogların markalaşması bir süreç. Bilgi birikiminiz ve sunduğunuz değerle süreç içerisinde bir bilen olarak anılıyor ve marka haline geliyorsunuz. Günümüzde Serdar Kuzuloğlu alanında bir marka ve hepimiz onu “Ekipler Amiri” olarak kabul ediyoruz. Girişimcilik dendiğinde ilk önce Sina Afra geliyor. Markalaşma konusunda ise Temel Aksoy’u bir bilen olarak görüyoruz. Değerli dostum Hamza Şamlıoğlu ise güvenlik ve Windows konularında uzman. Bu kurguladığınız veya öncesinde hesapladığınız bir durum değil, süreç. Ben de kendi markamı oluşturduğuma inanıyor ve her defasında üzerine birşeyler eklemek için çabalıyorum.
Marka olma yolunda yapabileceklerinizi aşağıdaki şekilde ifade ettim.
Blog okuyucusunu arttırmanın yolları.
Bu konuda sık sık öneri paylaşıyorum. Blog çalıştayında ise bir derleme yaptım.
Tutarlı ve planlı olmak.
Hayatımızda her şeyin bir ritmi ve temposu var. Bloglarımız için de bu geçerli. İçeriğimizi oluştururken tutarlı ve planlı olmak işlerimizi kolaylaştırır.
Bildiğini sunmak, bilgiyi sunmak.
Hepimiz bir hikaye anlatırız ve bunu kendi dilimizle sunarız. Akademik geçmişiniz ve tecrübelerinizle içeriğinizi harmanlamak, paylaşımlarınıza değer katar.
Her içerik bir hikaye anlatır.
Herkes hikayeleri sever çünkü duygu içerir, empati kurulmasını sağlar ve anlatılanları daha gerçekçi kılar. Ben bu konuda kompozisyon tekniğini ve ters piramit yazı modeli‘ni uyguluyorum.
Özgün Dil Oluşturmak ve Dilbilgisi kullanımı
Noktama işaretlerinin doğru kullanılmadığı bir içeriği okumak zordur. Bir süre sonra faydası ne kadar büyük olursa olsun, okunmayı içinden çıkılmaz hale getirir.
Görsellerin Gücü.
Görsel kullanmadan yayınladığınız içeriklerin ilgi çektiğini düşünüyor musunuz? Bazen tek bir görsel bile içeriğinize ilgiyi arttırır.
RSS vakit kaybettirmez.
Bir konu hakkında yazarken RSS arşiviniz fikir ve ilham verebilir. Üstelik kolayca araştırma yapmanızı da sağlar.
Basit bir dil kullanmak.
Herkesin anlayabileceği basit bir dil kullanmak ve yazdığınız konuyu sadeleştirmek, ziyaretçilerinizin işini kolaylaştırır.
İçeriği Video ile Desteklemek.
Herkes bu yılın video çalışmalarının altın yılı olacağını söylüyor. Geçen yıl için de bu söz konusuydu.
Trendleri Takip Etmek.
Dijital hayatımız her geçen gün biraz daha hız kazanıyor.
İçeriği Analiz Etmek.
Belki en çok ihmal edilen şey analiz konusu. Bu konuda destek alabileceğiniz çok fazla mecra var. Bir tanesini seçin ve blogunuza uzaktan bakın
Yaklaşık 3 saat süren Blog Yazarları Çalıştayında paylaştıklarımı bunlardı. Bazılarını ekrana yansıtarak bazılarını ise sözlü olarak aktarmaya çalıştım. Dostum Ömer Enis lafı fazla uzattığım için bir ara mikrofonumu bile kapatmaya kalktı ki haklıydı 🙂
Aşağıda tanışmaktan keyif aldığım blog yazarı arkadaşlarımın güne dair yorumlarını paylaştıkları içeriklerini isimlerinin üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Çalıştaya çok değerli blog yazarı kardeşim Ahmet Uçar‘da katılmıştı. Başarılarını önemsiyorum ve kendisini yakından izliyorum. Sayın Çağrı Mustafa Alkan‘da görüşlerini blogundan paylaşmış. Umarım gelecek yıl sahnede görmek istediği kişilerle bir çalıştay düzenlenebilir. Emre Akadal ise çalıştaydan etkilenip bloglamaya başlamış. Motivasyon için kendisine blogumdan destek veriyor, kolaylıklar diliyorum.
Bu zorlu görevde yaşadığı sıkıntılara rağmen güzel bir iş ortaya koyan ve bizleri buluşturan Evren Soyuçok’a teşekkürler…
Fayda görmeniz dileğiyle…