Mutfağın Okulu Mutfak Sanatları Akademisi’nde Lezzet Yolculuğum tamamlandı.
Artık mutfakta aldığım keyif belgelendi ve gastronomi yolculuğum daha bilinçli hale geldi.
Sizlere; haftanın stresini atmak, hayatıma yenilik katmak ve dünya mutfaklarını keşfetmek için, 8 hafta boyunca 8 ayrı yemek kültürü deneyimi yaşayacağımı duyurmuştum. Mottom belliydi “Ben yapabiliyorsam siz de yapabilirsiniz.” ☺
Yemek yemek kuşkusuz hayatta kalmanın bir şartı ancak günümüzde sofralarımızı süsleyen tarifler, aldığımız keyifle birlikte daha da önem ve anlam kazanıyor.
Denedimlediğim ve ülke kültürlerinde yerini almış bu tariflerin özgünlüğü ve çeşitliliği büyüleyiciydi… Aynı zamanda doğduğu topraklara has özellikleri taşıyordu. Yolculuğumda önyargılarımı bir kenara bıraktım ve yemek kitabımda çevirdiğim her sayfa ile birlikte mutfakta şekillenen bu dünya turuna arkadaşlarımla katıldım.
8 hafta boyunca tanıdığım 8 ülke mutfağı, bana eşsiz deneyimler kazandırdı.
Güney Avrupa Mutfağı’nın bu çok kültürlü halkası, tarihi boyunca verimli toprakları, iklim koşulları ve bulunduğu konum itibariyle hep istilaya uğramış. Fenikeliler, Romalılar, Araplar ve Yunanlılar bu istilalar ile birlikte kendi yemek kültürlerini de buraya taşımışlar. İspanyol mutfağını oluşturan bu zengin kültür aslında acılarla süslü.
Fransız mutfağını ön plana çıkaran saray mutfağı, yerel mutfaklardaki öğeleri alarak hem sunum hem de lezzet açısından mükemmelleştirmiş. Et ve soslar, pasta, krema, kek gibi günümüzün temel lezzetlerin doğduğu bu kültürün dünya mutfağında saygın bir yeri bulunuyor.
Orta ve Kuzey & Güney olarak deneyimlediğim İtalyan mutfağı, makarna ve pizza ile özdeşleşmiş olmasına rağmen aslında çok geniş ve zengin bir yemek kültürü sunuyor.
Anadolu’da yerleşik hayata geçişimizle birlikte zenginleşen ve gelişen mutfağımız, Balkan ve Ortadoğu mutfaklarını hem etkilemiş hem de etkilenmiş.
Çin mutfağı dışarıdan gelen etkenlerden uzak ve özgün bir mutfak. Domates, patates, baharat gibi tariflerimizde bolca kullandığımız malzemeler Çin mutfağında neredeyse hiç bulunmuyor. Bir sıralamanın takip edilmediği, aynı anda tüm yemeklerin tüketildiği bu zıtlıklar mutfağı, wok tavalarda farklı bir pişirme tekniği ile hazırlanıyor. Çabuk ısınan bu tavalar mazlemenin rengini kaybetmesini önlüyor ve böylece Çin Mutfağı, doğaya saygıyı öngören feslefesi ile şekilleniyor.
Tayland Mutfağı, komşu ülkelerin mutfakları ve yemekle ilgili gelenekler konusunda etkileşim içinde olmuş zengin bir mutfak. Asya geleneği ile harmanlanan, hafif hazırlanmış, güçlü aromatik unsurlar ihtiva eden yemekleriyle tanınıyor. Baharatların yaygın kullanıldığı bu mutfakta, yemeklerin dengeli, detaylı ve çok çeşitliliği dikkat çekiyor.
Meksika’nın bölgeler arasında farklılıkları bulunmasına rağmen, yemekleri renk ve lezzet bakımından oldukça zengin. Bu zıtlıklar ülkesinin mutfak kültürünün temelini; mısır, fasulye, kabak ve chile biberi oluşturuyor. Kolay hazırlanan, keyifle tüketilen tarifler her mutfağın vazgeçilmezi olabilir.
Bir mutfak kültürünün yeme-içme geleneğinin oluşumunda en temel faktör, o coğrafyadaki bitki örtüsü ve iklim koşulları. Günümüzde ise ülkemizde yetişmemesine rağmen diğer mutfaklara ait malzemeleri rahatlıkla bulabiliyoruz. Üstelik deneyimlediğimiz bu lezzetler hayatımızda vazgeçilmez olarak kalabiliyor. Gastronomiyi güzel kılanda bu. Yeni lezzetleri, yiyecekleri deneyimlerken damak tadını geliştirmek ve yeni keşiflerle birlikte alınan bu keyfin tadını doyasıya çıkarmak…
Benim yemek yolculuğum burada bitmiyor. Blogumda “Genel” kategorisini gastronomiye ayırdım… Hayatımda deneyimlediğim lezzetlerin tarifini her zaman veremesem bile, aldığım keyfi sizlere aktarmayı sürdüreceğim.