2015’in bitmesine sayılı günler kaldı. Her yıl olduğu gibi bu yıl da en iyiler konusunda bir seçki hazırlamayı ihmal etmedim. Bu yazılarımdan ikincisi 2015’e damga vuran ve benim için büyük keyif veren filmlere dair. Bu liste, izleme şansı bulduğum ve kişisel olarak beğendiğim ve kaçırmamanızı önerdiğim filmlerden oluşuyor.
İşte 2015’in en iyi filmleri.
Ne yazık ki izlediğim her filmi bloguma yazacak vakti bulamıyorum. Blogumda yazdığım filmlere dair detaylı bilgiye ulaşmak için film isimlerinin üzerine tıklayabilirsiniz. Blogumda henüz yazama fırsatı bulamadıklarım için ise şimdilik kısa bir özet geçeceğim.
2015’in En İyi Filmleri
Mad Max: Fury Road
Post-apokaliptik türünün yaratıcısı ve efsanevi “Mad Max” filmlerinin ardındaki usta yönetmen George Miller’dan, Yol Savaşçısı Max Rockatansky’nin dünyasına dönüş filmi bu yılın unutulmazları arasında. Mad Max üçlemesinin üzerinden tam 30 yıl geçti. Seriyi özlemişiz ama Mad Max : Fury Road, seriyi bambaşka bir noktaya taşıyor…
Beklentilerimi kat be kat karşılayan bu destansı film için ne söylesem az. Heyecanın hiç bitmediği, hop oturup hop kalkarak izlediğim film, uzun süre belleklerimizden çıkmayacak.
[youtube id=”hEJnMQG9ev8″ align=”center” mode=”normal” autoplay=”no” maxwidth=”720″]
Chappie
Blomkamp Chappie ile aslında bizlere adeta bir peri masalı anlatmış.
Filmin genel hikayesi, farklı sayılabilecek finali ve genel akışı ne kadar karmaşık olsa da, çok rahat bir şekilde anlayarak çözebiliyorsunuz. Film sadece genel hikayesi ile değil içerdiği mesaj ve sorgularla da dokunmayı başarıyor size. Ana tema ise daha çok biz büyüdük ve kirlendi dünya olarak tanımlanabilir.
Chappie sadece bir aksiyon bilim kurgu olarak değil, duygusal olarak da üzerine çalışılmış bir yapım, aynı zamanda film içinde oldukça eğlenceli anlar da mevcut.
[youtube id=”l6bmTNadhJE” align=”center” mode=”normal” autoplay=”no” maxwidth=”720″]
Yenilmezler : Ultron Çağı & Avengers: Age of Ultron
Film, hem eğlenceli hem de ilk filmi tamamlayan görsel bir şölen sunuyor.
Yenilmezlerin başlangıç hikayesini izlediğimiz ilk film “The Avengers “Yenilmezler” finalinde ikizlere yer vererek, bizi merak içerisinde bırakmıştı.
Filmde Ultron ile tanışmanın yanı sıra Quicksilver, Scarlett Witch ve Vision’a da merhaba diyoruz.
Sonu gelmeyecekmiş gibi duran aksiyon sahnelerinin yanına yetenekli yönetmen ve yazar Joss Whedon’un kıvrak zekası da eklenince ortaya bir o kadar da eğlencelik bir eser çıkmış.
Hareketli sahnelerinin yanına karakterlerin kendi aralarındaki ilişkiler, tespitler ve zamanda geriye dönüşlerin filme beklenen derinliği kattığını söylemek mümkün.
[youtube id=”JAUoeqvedMo” align=”center” mode=”normal” autoplay=”no” maxwidth=”720″]
Ant-Man
Kostümü ve kullandığı serum sayesinde karınca boyutuna inebilen, onları kontrol edebilen ve kanatlı bir karıncanın sırtında seyahat eden süper kahraman!
Ant-Man her ne kadar iron man, hulk ve thor gibi bir güç algısı bırakmasa da Marvel dünyasının en güçlü karakterlerinden biri ve beyazperde de izlemesi çok eğlenceli.
Filmin atmosferi ve efektleri çok başarılı. Bunda 3D’nin etkisi büyük. Kahramanımız minicik bir dünya içerisinde yüzlerce detay izletiyor. Daha ilk sahnede 40’lı yaşlarında bir Michael Douglas izlemek bende şok etkisi yarattı.
Ant-man başarılı senaryosuyla, etkili oyunculuklarıyla ve iyi yönetimiyle çok şık ve eğlenceli bir film olmuş. En nihayetinde bambaşka bir dünyaya sizi sürüklüyor, sıradan bir insanın kahramana dönüşmesini keyifle izletiyor ve sonrası için merak ettiriyor.
[youtube id=”pWdKf3MneyI” align=”center” mode=”normal” autoplay=”no” maxwidth=”720″]
Kızıl Tepe Filmi & Crimson Peak
Crimson Peak, yönetmeni Guillermo del Toro’nun eşsiz hayal gücünün bir ürünü. Yarattığı bu fantastik dünya, izleyiciyi kolayca içine çekiyor. Merak unsurunu canlı tutması, daha önce izlediklerimize benzemeyen hayalet figürü, kusursuz sanat yönetimi ve gotik ögeler filmi unutulmaz kılan özellikler.
[youtube id=”c80Uu6MomS8″ align=”center” mode=”normal” autoplay=”no” maxwidth=”720″]
Marslı Filmi & The Martian
Kitabı okumamış olanlar, etkileyici Mars görüntüleri eşliğinde akıcı bir kurtarma hikayesi izleyecekler ve filmin nerede başlayıp bittiğini anlayamadan süre geçip geçecek. Watney’in zekasına ve insanoğlunun bulunduğu ortama ayak uydurarak hayatta kalmaya çalışmasına hayran kalacaklar.
Tüm bunlara başarılı oyunculuklar ve Mars’a ait detaylar eklendiğinde tekrar tekrar izlenmesi gereken bir film ile karşılaşacaklar.
[youtube id=”Ue4PCI0NamI” align=”center” mode=”normal” autoplay=”no” maxwidth=”720″]
Spectre
Film, kısa süre önce üçüncü Bond filmini de (Bond 25) yöneteceği açıklanan Sam Mendes’in Skyfall’dan sonraki ikinci Bond filmi.
Yeni Bond filmleri tarihteki örneklerine göre daha gerçekçi ve güncel konuları ele alıyor. Ancak gene de orijinal konu bulabilmenin sıkıntıları zaman zaman filmlere de yansıyor. Roger Moore zamanlarındaki Moonraker gibi biraz fantastik konu ve mekanlara kayılsa fena olmaz mı diye düşüncelere dalsak da, günümüzün modern James Bond (Daniel Craig) karakterinin karizmasını bir astronot elbisesi giydirip Ay’a yollayarak çizdirmek de hiç olası değil elbette.
[youtube id=”z4UDNzXD3qA” align=”center” mode=”normal” autoplay=”no” maxwidth=”720″]
Star Wars : Güç Uyanıyor
Star Wars efsanesini George Lucas‘tan devralan J.J Abrams‘ın performansı, yeni bir neslin eskisiyle birleşmesi ve bugüne kadar Star Wars evreninde hiç işlenmemiş, yazılmamış ve çizilmemiş bir konuyu ele alacak olması ile Star Wars : Güç Uyanıyor, tüm hayran kitlesinde büyük merak uyandırıyordu. 35 yılı aşkın bir süre efsane ile ilgili yüzlerce hikaye, karakter ve yan karakter türetilmişken orijinal bir konu bulmak hayli zor olsa da The Force Awakens (Güç Uyanıyor) bunu başarmış gibi duruyor.
[youtube id=”sGbxmsDFVnE” align=”center” mode=”normal” autoplay=”no” maxwidth=”720″]
Ex Machina
Yapay zeka gibi bir hayli spekülatif bir konuyu başarılı bir şekilde ele alan film, bu yılın en etkileyici yapımlarından biri oldu.
Üst düzey oyunculuklar, kusursuz senaryo, unutulmaz bir sanat yönetimi eşliğinde izlediğimiz film, gelecek açısından kendimize sorduğumuz soruları adeta yaşattı. Bilim kurgu sineması Her gibi kült bir eser daha kazandı, mutlaka izleyin.
[youtube id=”sNExF5WYMaA” align=”center” mode=”normal” autoplay=”no” maxwidth=”720″]
Sicario
Film, ABD ve Meksika arasında bulunan kanunsuz sınır kenti Suarez’de idealist bir FBI ajanı olan Kate ve özel operasyon kuvveti görevlilerinin uyuşturucu kartelleriyle mücadele etmek için görevlendirilmelerini konu alıyor. Sıradan bir aksiyon filmi gibi görünmesine rağmen, sizi sürükleyip götürüyor. Oyunculuklar bu türde izlediğimizin ötesinde çok başarılı.
[youtube id=”7XLQ1bkSLDo” align=”center” mode=”normal” autoplay=”no” maxwidth=”720″]
It Follows
Bu yılın en şaşırtıcı ve etkileyici korku filmlerinden biri It Follows & Peşimdeki Düşman.
David Robert Mitchell’ın Cannes Film Festivali’nde övgüyle karşılanan filmi büyük bir keyifle izleniyor. Göndermesi bol, gerilimi yüksek ve bir o kadar da mantığa yatkın bir korku filmi.
[youtube id=”Ymoh5SIqgtw” align=”center” mode=”normal” autoplay=”no” maxwidth=”720″]
Kingsman: The Secret Service
Film, yaratıcıları arasında Mark Millar’ın da bulunduğu bir grafik romanın uyarlaması. Müthiş keyifli, eğlenceli, harika bir film. Eski casus filmlerinin klişeleriyle dalgasını geçen, karizmatik karakteri ve özel efektleri ile bu senenin unutulmaz yapımlarından biri.
[youtube id=”D_ixXKvnbeA” align=”center” mode=”normal” autoplay=”no” maxwidth=”720″]
Amy
Henüz 27 yaşındayken hayata veda eden, müzik alanında yüzyılın gördüğü en önemli yeteneklerden biri Amy Winehouse’un hayatını beyazperdede izlemek insanın içini ürpertiyor. Winehouse’un daha önce duyulmamış şarkılarını da gün yüzüne çıkaran bu belgeselin yönetmeni Asif Kapadia.
Belgeseli izlerken bu trajik hikayeye şahit olmak derinden yaralıyor. Amy’nin eşsiz yeteneğinin dışında, aslında özünde nasıl biri olduğunu görmek insanı sarsıyor. Bambaşka bir Amy ile tanışıyorsunuz ve keşkelerle dolu bir üzüntüyü ta içinizde yaşıyorsunuz. Unutulmayacak bir yetenek, unutulmaz bir film.
[youtube id=”Za3lZcrzzcM” align=”center” mode=”normal” autoplay=”no” maxwidth=”720″]
Love & Mercy
The Beach Boys grubunun üyesi Brian Wilson’ın hayatını anlatan film, müzikle ilgilenen herkesin ilgisini çekecektir.
Doğal yeteneklerin insana ödettiği bedel acımasız. Flashbackler’le dolu ve özenle çekilmiş gerçek bir hayat hikayesini izlemek garip bir etki bırakıyor. Şöhretin bedelleri, zorlu yaşam koşulları, uyuşturucunun olumsuz etkileri filmin odağında. Oyuncular John Cusack ve Paul Dano unutulmayacak karakterlere imza atmışlar.
[youtube id=”lioWzrpCtGQ” align=”center” mode=”normal” autoplay=”no” maxwidth=”720″]
Ali Baba ve 7 Cüceler
Film ne anlattığı belli olmayan fragmanı ile kafamızda soru işaretleri bırakmıştı. İzlediklerimiz ise komediden aksiyona, maceradan fantastiğe uzanan bir anlatımla sunuluyor.
Her Cem Yılmaz filmi güldürür ve illa ki bir saygı duruşu niteliği taşır. Bu defa da durum değişmiyor. Başta Barış Manço şarkıları olmak üzere, filme nostaljik bir hava katıyor. Günlük hayatımızda sıkça rastladığımız Namık Kemal ve Cemal Süreya’dan alıntılar, bir şehir efsanesi olarak İzzet Altınmeşe’ye yer verilmesi, filmin en keyifli yanlarından biri.
[youtube id=”KtIe9tbdoWM” align=”center” mode=”normal” autoplay=”no” maxwidth=”720″]
Inside Out
Bu listede bir animasyona yer vermemek haksızlık olurdu. Pixar, 11 yaşındaki bir kızın kafasının içinde olan biteni ve duygularını muhteşem bir şekilde anlatıyor. Çok başarılı, etkileyici, duygu dolu ve her yaşa hitap eden bir animasyon.
[youtube id=”_MC3XuMvsDI” align=”center” mode=”normal” autoplay=”no” maxwidth=”720″]
Sinema ve filmler açısından çok keyifli bir yıl olduğunu düşünüyorum.
Umarım gelecek yıl da, 2015 yılı gibi verimli ve ufuk açıcı olur.
Yaşasın sinema 🙂
